Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu

24 Şubat 2015 Salı

Kazandıran Online Tatil Alışverişi için: Bonusbay

Geçen gün internette dolaşırken ‘bonus dağıtan’ ilginç bir site ile karşılaştık. Bonusbay

Bonusbay, içerisinde hepimizin yakından tanıdığı ve sık sık online alışveriş yaptığı en iyi mağaza ve markaların bulunduğu tamamen ücretsiz bir sistem. Mağazalar bu sisteme özel indirim bonusları tanımlayıp, Bonusbay üzerinden yapacağınız her online alışverişinizde Sizlere kazanma fırsatı sunuyor. Daha da etkileyeceği olanı kazandığınız bu bonuslar da sonrasında ‘nakit para’ olarak hesabınıza yatıyor. Karlı gözüküyor değil mi?



Sizler de hemen kazanmaya başlamak için Bonusbay’e facebook kimliğinizle veya dilerseniz e-mail adresinizle de kolayca ve ücretsiz kayıt olabilir ve sonrasında da seyahat kategorisindeki Booking.com, Sun Express, Habitat, Hotels.com, eDreams gibi aradığınız tüm mağazalardan kazandıran online alışverişe başlayabilirsiniz.



Düşünün ki, Bonusbay üzerinden, Booking.com’a tıklayıp, arkadaşlarınızla daha önce planladığınız 1260 TL lik Yunanistan gezisini satın aldığınızda, %4 bonus oranı ile 51,2 TL bonusunuz anında Bonusbay hesabınızda. Çok kolay, değil mi?



Giyim kuşamdan, dekorasyona, yeme-içmeden seyahate kadar tüm online alışverişlerinizi Bonusbay üzerinden yaptığınızda da ciddi bir miktarda birikecek bonuslarınızı düşünün. Aynı zamanda, biriken paralarınızı tek bir yerde harcamanız da gerekmiyor. Nakit paranız en az 30 TL olduğunda banka hesabınıza da yatırtabiliyorsunuz.

Siz de aşağıdaki videoyu izleyerek, Bonusbay ile her alışverişinizde kazanmanın ne kadar kolay olduğunu görebilir ve bu linten ücretsiz olarak katılabilirsiniz: http://www.bonusbay.com.tr/alisveris

Mutlu Alışverişler!


Bir boomads advertorial içeriğidir.

22 Şubat 2015 Pazar

Lviv Handmade Chocolate

Львівська Майстерня Шоколаду

Müessesenin logosu
Gelelim Lviv’in tatlı dükkânına… El yapımı çikolatalar üreten bu markanın ünü de çoktan Lviv sınırlarını aşmış. Kiev’de dâhil olmak üzere ülkenin büyükşehirlerinde şubesi bulunuyor.

Lviv’deki merkezi birkaç kata birden yayılan büyük bir bina. Görece dar giriş katında camekân arkasında çikolataların üretim aşamalarına tanıklık ediyorsunuz. Buradaki ham çikolatalar bile insanın iştahını kabartmaya yetiyor da artıyor! Dar alana sığdırılmaya çalışılmış birkaç masa ve servisin yapıldığı bir bar var. Burada dantel örtülü ahşap masalara oturup bardakta erimiş çikolatanızı kaşıklıyorsunuz. İsteğe göre içinde fındık ve acıbadem de koyabiliyorlar. Acı, sütlü ve beyaz olmak üzere üç tür erimiş çikolata sunuyorlar. Sütlüsünü özellikle denemenizi öneririm.

Bana kalırsa dükkânın üst katlarına çıkmayı, çikolatanızı bitirip, çikolata açlığınızı bastırdıktan sonraya bırakmalısınız. Mis gibi çikolata kokuları içinde, kendinizi doğruca çeşit çeşit çikolataların ortasına atarsanız sonuç keseniz için pek hayırlı olmayabilir.  Burada çikolata kalıp kalıp, kutu kutu, kilo kilo satılıyor! İnsanın gördüğü her şeye saldırası geliyor. Siz de gitmişken mutlaka birkaç kilo çikolata alıverin! :) Hediyelik olarak düşünüyorsanız çok yaratıcı fikirler bulacağınızdan emin olun. Özellikle kamasutra temalı çikolatalara bir bakın derim!

Personel içinde yalnızca bir kişi İngilizce biliyordu. “En Pahalı Galiçya Restoranı”nda size sorulan yerel indirim kartını burada da sorabilirler. %10 indirim sağlıyormuş. Grivna-Lira arasındaki değer farkının bu kadar fazla olduğu bu dönemde %10 fazla ödemek açıkçası pek koymadı.

Yüzlerce çeşit çikolatayı birarada bulabiliyorsunuz*

İngilizce bilmeyen satıcılarla anlaşmak biraz güç*
Alt kattaki kafe bölümünde erimiş çikolatayı denemelisiniz

Alt kattaki kafe bölümü

Mekânın dıştan görünümü*


Adres: Serbska Cd. No:3, Lviv

Lviv Coffee Mining Manufacture

Львівська копальня кави

Kuruluşun logosu
Lviv’in en ünlü kahve üreticisi olan Lviv Coffee Mining Manufacture markası, şehrin en merkezî noktası olan Rynok Meydanı’nda çok büyük bir mekânda hizmet veriyor. İçerisi daima tıklım tıklım. Kahveler oracıkta kavrulup çekiliyor. Burası için Lviv’in Kurukahveci Mehmet Efendisi desek abartmış olmayız.

İnsanlar yalnızca kahve içmeye değil, çekilmiş kahve almaya da buraya geliyor. Artık ünü Lviv sınırlarını aşıp tüm ülkeye yayılmış. Mağaza ise öyle turistik bir hâl almış ki artık kahve ve kahveyle ilgili aklınıza gelebilecek her türlü hediyelik eşyanın satıldığı bir de bölüm oluşturmuşlar. 

Yemeklerden sonra ya da şehri gezmekten yorulup biraz soluklanmak istediğinizde Lviv Coffee Mining Manufacture’da bir mola vermenizi hararetle tavsiye ederim.

Garsonlar İngilizce biliyor. Kahvenin her türlüsünü bulmak mümkün. Tatlı ve tuzlu kurabiyeler de var. Sırf içerideki nefis kahve kokusunu içinize çekmek için bile bir kez gidilmesi gerekir.

Kahveyi hem içebilir, hem satın alabilirsiniz *
Tarihî kahve çekme âlet edevat *
Kahveler müşterilerin gözü önünde çekiliyor*
Mekânın dıştan görünümü*


Adres: Rynok Meydanı, No:10, Lviv

Kafe 1

Кафе 1

Boim Şapeli’in yanıbaşında yer alan bu salaş kafe gece 10’da kapanmasa çok daha iyi olabilirdi. Çiçekler arasında bir verandada açıkhavaya koyulmuş masaların yanısıra iç mekânda da oturma yerleri var Kafe 1’in. Eskiliği ve döküklüğü bu kadar sanatsal göstermeyi başarabildikleri için Ukraynalıları kutluyorum. 

Tatlı ve tuzlu hafif atıştırmalıkların olduğu kafede mis gibi Türk usülü çaydanlıkta demlenmiş çaylar da yer alıyor. Çayınız bardakla, fincanla değil doğrudan doğruda çaydanlık içinde geliyor masanıza. Kendi servisinizi kendiniz yapıyorsunuz fincanınızdaki çay bittikçe. İlgimi çeken bir başka şey de çayın yanında bir çerez tabağı içinde kuruyemiş, bal ve reçel sunulması oldu. Çayı şekersiz içtiğim için bu kadar tatlıyı yadırgadım ama bal ve reçelle meyve kurularını karıştırmak hiç de fena değildi.

Çay, bal, reçel ve yemişler

Mekânın dış görünümü


Adres: Katedralna Meydanı, No: 1, Lviv

Svit Kavy

Світ Кави 
Kahve Dünyası

Kahve Dünyası anlamına gelen Svit Kavy, söylediklerine göre Lviv’in en iyi kahvecilerinden biriymiş. Buna dayanarak Lviv'deki ilk sabah kahvaltım için bu mekânı tercih etti. Sabahleyin az sayıda müşteri vardı içeride. İngilizce bilmeyen personelle güç bela anlaştıktan sonra tuzlu bir şeyler istediğimi bir şekilde anlattım ve üst kata çıktım.

Ne tuhaftır ki, alt katla üst katın menüsü farklıymış. Alt katta yer alan bir kahve yukarıda olmayabiliyor ya da üst kattaki bir sandviç türü aşağıda servis edilmiyor. Ukraynalıların kafa yapısını pek çözemedim! Nihayetinde bir nefis bir peynirli sandviçle güzel bir kahve ısmarladım ve kahvaltımı yaptım. İçerinin dekorasyonunda dinî ögelerin; resim ve ikonaların çokluğu dikkatimden kaçmadı. Ukraynalıların çok dindar olduğuna Ukrayna kültürü yazımda değinmiştim…

Giderseniz, gönül rahatlığıyla uğrayabilirsiniz.

İç tasarım gayet hoş
Nefis peynirli sandviçimle kahvem
Üst katın barı
Adres: Katedralna Meydanı, No:6, Lviv

Masoch Café

кафе Мазох

Dünyanın en tuhaf mekânlarından biri: Masoch-Café
Yalnızca Lviv’in değil, bütün Ukrayna’nın hatta dünyanın en ilginç mekânlarından biriyle karşı karşıyayız… Kimse buraya karın doyurmak ya da bir şeyler içmek için gittiğini söylemesin. Buraya giden herkesin ne amaçla gittiğini biliyoruz… Herkes başına ne geleceğini biliyor… Anlatmaya başlamadan önce Mazoşizm’in isim babası olan yazar Leopold von Sacher-Masoch’un Lvivli olduğunu söyleyelim. Alman kökenli bu mazoşist eğilimli yazarın anısına açılmış Masoch Café.

Mazoşizm’in ne olduğunu burada uzun anlatmayayım ama kafenin tema’sı mazoşizm. Seksi giyimli alımlı garson kızlar sizi şöyle en temizinden bir kırbaçlamadan size siparişinizi getirmiyor. Ben de sırf bu garabete tanık olmak için kafeye öğle yemeği için gittim. Ama şuh garson kızlar bana tüm içtenlikleriyle akşam gelmemi tavsiye ettiler. Afrodizyak etkili kokteylleri en iyi akşam gidermiş…

Sözlerini dinledim ve akşam yemeği için Ukraynalı arkadaşımla mekâna gittim. Önce alt kata indiysek de fazla tenha bulduğumuz için yukarı çıktık. Üst katta gırgır şamata almış yürüyordu zira. Garson kızımız çevrede oturan müşterinin sırtlarına kırbaçla birer şaplak atmak suretiyle masaların arasından geçerek bize zincirli mincirli fetiş tasarımlı menüyü getirdi. Yemekten önce bir kokteyl için öneri istedim ve sizin seçiminize güveniyorum dedim. Önüme gelen bardaktaki kokteyl sambuca (bir tür rakı) ve absent karışımıydı. Ukraynalı arkadaşım o aksanlı Türkçesiyle “Sakın içme seni öldürmeye çalışıyorlar” dese de dinlemedim :) Korkulacak bir şey olmadı…

Yemekler vasattı. Tatlı içinse başka bir mekân görmek istediğimden orada almadım tatlımı. Bir yandan yemek yiyip, bir yandan sohbet ederken garson kızlardan kırbaç yemek için sıraya giren, yere diz çöken erkekleri izledik. Ben masanın arka tarafında olduğum için kırbaç darbelerinden büyük oranda korundum ama herkes benim kadar şanslı olmuyor; dahası kırbaç yemek için bilerek kızların önüne yatanlar var… Masaların arasında gezerken vurduklarına şöyle bir dokunduruyorlar ama bilerek önüne geçenlere olanca hınçlarıyla ve güçleriyle indiriyorlar kırbaç darbelerini. Dedim ya, yalnız Lviv’in değil tüm dünyanın en tuhaf en meraklı mekânlarından biri burası.

Yemek adları da kokteyl adları da pek münasebetsiz. Gittiğinizde kendiniz bakarsınız artık! Yemeklerin içeriklerine de iyi bakmakta yarar var. Boğa yumurtası (haya, testis) yahnisi ve salyangozlu mantı da dâhil olmak üzere çok garip yiyecekler var. Hesaplar ise bambaşka bir komedi. Seksi sutyenler ya da topuklu ayakkabılar içinde geliyor hesaplar… Kırbaçtan ziyade en büyük şoku dantelli sutyen içinde hesap elime tutuşturulduğunda yaşadım…

Garson kızlar mazoşist bir müşteriyi kırbaçlarken*
Garson kızlar işbaşında*
Mekânın menüleri de pek bir afili*


Adres: Lemkivska Cd. No: 15A, Lviv

Dim Legend

Дім Легенд

Efsane Evi anlamına gelen Dim Legend, Lviv’in sayısız temalı restoranından biri. 7 kata yayılan ve muhteşem bir seyir terasına sahip olan Dim Legend’te garsonların da ilginç bir özelliği bulunuyor! Keşfetmek size kalmış :) Her kat yaratıcı biçimde dekore edilmiş. Sunumlar çok zengin(miş)! Fakat internette okuduğum yorumlara göre tabakların süsüne gösterilen özen yemeklerin lezzetine pek yansımıyormuş. Bu nedenle bu mekâna yalnızca şöyle bir bakmakla yetindim ve burada yemek yemedim.

Restoranın içi kadar dışının da ilginç olduğunu belirtmek gerek. Binanın dış cephesinde çeşitli süslemeler bulunuyor. Bunlardan ejder heykeliyle, trenin bir sürprizi var. Her akşam saatler 21.24’ü gösterdiğinde sevimli ejderle tren hareketleniyor. 

Dim Legend'in dış cephesi: ejder ve tren*
Dim Legend'in terası*
Akşam olunca harekete geçen ejder ve tren*

Adres: Staroievreiska Cd. No:48, Lviv

The Most Expensive Galician Restaurant

(Найдорожча ресторація Галичини)
(En Pahalı Galiçya Restoranı)

Menüde dudak uçuklatan fiyatlar
Lviv’in bir diğer ilginç mekânı… “En Pahalı Galiçya Restoranı” adını taşıyan bu mekânda menüdeki fiyatlar hakikaten dudak uçuklatacak cinsten. Bir tabak yemek yaklaşık 1600-3000 grivna (2015’te 200-400 TL) aralığında… Ama korkmayın var bunun da bir numarası; anlatacağım…

En Pahalı Galiçya Restoranı’nın tek özelliği ocak söndüren fiyatları değil. Bir Mason locası gibi tasarlanan iç mekânda her köşede bir masonluk simgesi dikkat çekiyor. Dışarıda da tek bir tabela olmadığını söyleyeyim. Restoranı tanıyabilmek için tek yol, masonluğun en yaygın simgelerinden gönye-pergel çıkartması.

Kryjivka’nın olduğu binada, Kryjivkya’nın hemen üst katında yer alıyor. Dökük merdivenlerden çıkarak ulaşıyorsunuz ama kapıda da hiçbir belirtke yok… Tıklıyor ya da kendiniz açıyorsunuz; sizi bornoz içinde bir görevli karşılıyor. Kapı, pis denebilecek salaşlıkta bir mutfağa açılıyor. Girince “yemekler acaba burada mı hazırlanıyor” diye kaygılandım ama gizli kapıdan geçince masonların dünyasına adımınızı atıyorsunuz. O bornoz ve pis mutfak yalnızca bir parodi.

Burası da oldukça turistik bir mekân olduğu için garsonlar İngilizce biliyor. Size “local card” yani şehrin yerlilerin kullandığı indirim kartınızın olup olmadığını soracaklar. Fiyatlarda %95 indirim sağlayan bu karta siz de benim gibi sahip olmadığınız için öylece kalacaksınız. Kokmayın bu noktada pazarlık etmeye başlamanız gerekiyor. Bir turist indirimi istemek yeterli olacaktır. Yine %95 indirimi kapacaksınız. Yalnız şunu söylemeliyim ki bu dev indirime rağmen yine de Ukrayna’da ödediğim en yüksek hesap buradaydı.

Menüde yer alan yemeklerin çeşitliliği bana çok az geldi. Mesela damak tadıma göre bir çorba bulamadığım için çorbasız başladım öğüne. Ana yemeklerin de sayısı azdı. Ukrayna ve Romanya arasında yer alan tarihî bir bölge olan Galiçya’nın yemeklerini sunduklarını söyleseler de menüdeki yemekler bana pek öyle geleneksel tatlarmış gibi gelmedi. Erikli, şeftalili et yemekleri bende biraz çağdaş yorum katılmış izlenimi uyandırdı. Yemeklere bayıldığımı söyleyemem ama ortam gerçekten çok güzeldi. Üç ayrı salonda hizmet veren mekânda akşam 8’den sonra canlı müzik oluyormuş; ben öğle yemeğine gitmiştim…

Tuvaletleri ise en pahalı restorana yakışacak nitelikteydi doğrusu. Taht biçiminde tasarlanmış oturaklı tuvaletiyle krallara layık bir hacet molası verebilirsiniz. Gece 2’ye dek açık fakat özellikle akşam saatlerinde rezervasyonlu gitmek gerekirmiş.

Restoranın tek belirtkesi sahanlıktaki şu Masonluk simgesi

Restoranın kapısı olduğunu duvardaki çıkartmalardan anlıyorsunuz

Porsiyonlar epeyce küçük

Fakat sunumlar zengin

Krallara layık tuvalet
Masonluk simgeleriyle dolu mekânın iç görünümü*

Adres: Rynok Meydanı, No:14, Lviv

Atlas

Lviv’deki son öğle yemeğimi yediğim bu restoran da lezzetli yemekleriyle aklımda yer etti. Yukarıda saydığım mekânlar gibi temalı bir tasarıma sahip olmasa da içerisi klasik mobilyalarla özenle dekore edilmiş. Yeşil ve kahverengini birbirine oldum olası çok yakıştırmışımdır. Burada da bir uyum içinde kullanılmış. 

Atlas, Lviv'in Polonya kültürünü yansıtıyor. Öğle yemeklerinde fiks menü sunan Atlas Restroran damak çatlatan tatlarıyla herkese önerebileceğim bir mekân. Tek bir garsonun İngilizce bilmesi nedeniyle iletişimde biraz sorun yaşasak da her şey mükemmeldi.

Restoran oda oda bölümlendiği için garsonları yakalamak da biraz zordu. Fakat Lviv’de yediğim en uygun fiyatlı ve en lezzetli yemekler buradaydı. Çorba, salata, anayemek ve tatlıdan oluşan bir menü için yalnızca 49 grivna; yani 2015'teki değeriyle 6,5 TL ödedim. Garipsediğim tek şeyse istediğim içmesuyunun içine fikrim alınmadan limon sıkılmasıydı! 

Nefis borç çorbası ve ekşi kremalı yeşil salata

Tavuk sarması ve kremalı pilav

Atlasowska, Atlas'ın Lehçe adı

Mekân bana ev sıcaklığında geldi...

Adres: Rynok Meydanı. No:45, Lviv

Kryjivka

(Криївка)

Şehrin kalbinin attığı Rynok Meydanı’nda bir binanın giriş katında yer alan bu temalı restoran söylendiğine göre İkinci Dünya Savaşı’nda sığınak olarak kullanılmış. Bu nedenle askerî temalı bir restoran olarak hizmet veriyor şimdilerde. Kapısında üniformalı ve tüfekli bir asker bekliyor. Kapıyı tıklattığınızda ufak sürme pencereyi açıp size: Slava Ukraini –yani Ukrayna’ya Zaferler diyor. Normalde “Geroyam Slava” –Kahramanlarına Zaferler- diye karşılık vermezseniz içeri alınmıyorsunuz ama bu işin parodisi tabii.  Ben gitmeden önce yanlış bilgilendirmeyle parolayı “Slava Ukraini” diye öğrenip kapıda bunu söyledim ama esmer tenimi görüp yabancı olduğumu anlayan gözcü buna aldırmayıp çoktan kapıyı açmıştı bile…

Ukrayna’da tüm ticari işletmeler tabela özürlü olduğu için kapının dışındaki ufak bir tabela dışında hangi kapının restoran girişi olduğunu gösteren hiçbir belirtke yok. Girdiğinizde dümdüz ilerleyin, merdivenin yanındaki kapı. İçeri kitaplık görünümü verilmiş gizli bir kapıdan geçerek giriyorsunuz. Girmeden önce bekçi size elleriyle kendi matarasından minik bir “shot” ballı votka (medovuha) sunuyor. Beyefendiyle fotoğraf çekinebilirsiniz, kendisi alışmış zaten!

Mekân bodrum katta. Tamamen Ukrayna’yı simgeleyen askerî aksesuar ve gereçlerle döşenmiş. Garsonların İngilizce bildiği nadir yerlerden. Servisi Ukrayna koşullarında oldukça hızlı. Ortam fazlaca loş ve biraz gürültülü. Maç akşamlarında maç yayını da oluyormuş. Yemekler harika, fiyatlar uygun. Ballı votkaları meşhur. Kalabalık grupla gitmeye elverişli. Çok turistik bir yer olmasına karşın, yerel halk da yoğun ilgi gösteriyor Kryjivka’ya. Söylenenlere göre Rusların içeri girmesiyse yasakmış! Kapıdaki gözcü "İçinizde Rus var mı?" diye soruyormuş hatta...

7 gün 24 saat açık olan mekâna akşam saatlerinde kalabalık grupla gidecekseniz önceden yer ayırtmakta yarar var. Ben rezervasyonsuz gittim ve tek olduğum için yer bulmam sorun olmadı.


Kryjivka'nın belli belirsiz Kiril damgalı tabelası

Kryjivka'nın kapısı

Kryjivka'nın kapı gözcüsüyle özçekim
İçeri bu gizli kapıdan geçerek giriyorsunuz

Kryjivka'nın içinden bir kesit*

Adres: Rynok Meydanı, No:14, Lviv



Gasova Lampa

Гасова Лямпа
(Gaz Lambası ya da Oil Lamp)

Lviv’in bir diğer temalı restoranı. Gazyağıyla çalışan lambaların mucidi olan Leh kökenli Lvivli Ignacy Łukasiewicz ve Jan Zeg’in anısına böyle dekore edilen restoran aynı zamanda bir müze. Tüm duvarlarda gazlambaları yer alıyor.

Ermeni Caddesi’nde (Virmenskaya Cd.) yer alan restoran kiraladığım evin hemen yanındaydı. Kapısında mucitlerden birinin masabaşındaki bronz heykeli yer alıyor. Karşısındaki boş sandalyeye oturup fotoğraf çektirmek âdetten. Kapıda melon şapkalı şık giyimli bir bey amcamız daima hazır bulunuyor. Size kapıyı açıyor.

Buraya da giriş biraz zor. Çok dar merdivenler var. Ancak tek kişi inebiliyor ya da çıkabiliyor. Yukarıdan inerken düğmeye basıp aşağıdaki “DUR” ışığını etkinleştiriyorsunuz. İnen kimse yoksa ışık yeşile dönüyor ve yeni gelen müşteriler çıkmaya başlıyor.

Restoran çokkatlı. Şimdi tam anımsayamıyorum ama sigara içilebilir açık terasla birlikte sanırım 5 katlıydı. Garsonların İngilizce bildiği az sayıdaki restorandan biri olduğu için kolaylıkla siparişinizi veriyorsunuz. Porsiyonların maşallahı var. Hepsi öksüz doyuran boy. Koca bir tas borç çorbası, bir tava ana yemek ve sürahi boyunda içeceğin üzerine tatlı yiyecek yerim kalmadı doğrusu… Yemeklerini en beğendiğim yerlerden biri oldu Gasova Lampa. Gitmenizi mutlaka öneririm. Gece 2’ye dek açık ve fiyatlar da bir o kadar uygun. Kokteylleriyle meşhur.

Gazlambasının mucidinin heykeli
 
Bu pozu vermeden döneni dövüyorlar! :) 


İçeride yüzlerce gazlambası var.

Koca bir kâse borç çorbası

Öksüz doyuran adını taktığım porsiyonlar

Adres: Virmenskaya Cd. No:20, Lviv

Lviv kafe ve restoranları

Lviv (İlbav), Ukrayna’nın en büyük ikinci kenti. Ülkenin en batısında yer alıyor ve Ukrayna’nın gerek mimari gerekse kültürel olarak en batılı şehri olarak biliniyor. Bu nedenle diğer Avrupa kültürleriyle sürekli etkileşim hâlinde olmuş. Öte yandan tarih boyunca sürekli göç almış Lviv… Ukraynalıların yanısıra Avusturyalılar, Almanlar, Lehler, Litvanlar, Rumenler, Gürcüler, Museviler, Azeriler ve Ermeniler şehrin renkleri olmuş. Bu çeşitliliğin Lviv mutfağına yansıması kaçınılmaz olmuş elbette… 

Ukrayna mutfağının tek vasat yönü kahvaltı
Lvivlilerin damak zevkinde İtalyan, Çin ve Japon mutfağı da önemli bir yer etmiş gözlemlerime göre. Neredeyse her anacaddede bir suşi restoranı ve pizzacı görmek mümkün. Avusturya-Macaristan egemenliğinden kalma strudel ise sanırım Lviv'de en çok tüketilen tatlı olsagerek. Her köşebaşında bir strudelci var desem abartmış olmam. Elmalı veya erikli olan bu tatlıyı ben daha önce yemiş ve beğenmemiş olduğum için Lviv'de de hiçbir strudelciye gitmedim. Ama strudelin Lviv mutfağında çok önemli bir yeri olduğunu itiraf etmeliyim.

Lviv’de geçirdiğim 3 gün boyunca yediğim yemekleri hiçbir zaman unutmayacağım. Birbirinden şirin ve seçkin restoranlarıyla Lviv, boğazına düşkün gezginlere çok özel fırsatlar sunuyor. Ukraynalılar bu restroran ve kafecilik işini çözmüşler. İstanbul başta olmak üzere bizim şehirlerimizin de böyle konsept mekânlara ihtiyacı var. Umarım birileri bu yazıda sözü edilecek mekânlardan esinlenerek fakat kopyalamadan bir fikir sahibi olur ve bizim şehirlerimize de böyle güzel kafeler, restoranlar kazandırır.


Lviv’de ve diğer Ukrayna şehirlerinde gittiğim tüm mekânlar, tasarımlarıyla ve menüleriyle akıllarda yer ediyor; gidenleri müdavimi yapıyor. Bu yazıda yalnızca gittiğim yerlerin bir listesini vereceğim. Her mekânla ilgili ayrıntılara kendi sayfalarında değindim. Methini çok duyup da gidemediğim, gidip fotoğraflayamadığım mekânlar oldu. Onları keşfetmek de size kalsın! Burada adı geçenler dışında sizin başka önerileriniz varsa yorum bölümünde paylaşmaktan çekinmeyin!

Kryjivka: Restoran hâline getirilmiş eski bir askerî sığınak. Kapısında bir Ukrayna askeri dikiliyor ve girenlere parola soruyor.

The Most Expensive Galician Restaurant: Fiyatlarıyla dudak uçuklatan ama işinizi bilirseniz %95 indirimi kapabileceğiniz dünyanın en pahalı Galiçya restoranı. 

Gasova Lampa: Gazyağıyla çalışan lambaların mucidinin anısına açılan bu restoranda yüzlerce gaz lambası bulunuyor. Restoran olmanın yanısıra bir lamba müzesi.

Atlas: Şehrin en merkezi noktalarından bire sade bir şıklıkla döşenmiş, çok uygun fiyatlı menüler sunan Ukrayna restoranı. 

Dim Legend: Adının anlamı efsaneler evi demek olan bu mekân Lviv hakkında türetilmiş her türlü söylenceden bir iz taşıyor. En üst katı seyir terası olan mekândan Lviv'i izleyebilirsiniz.

Masoch Café & Bar: Dünyanın en ilginç konseptli mekânlarından biri. Birbirinden seksi garson kızların müşterileri kırbaçladığı, hesapların dantelli sutyenler içinde geldiği tuhaf bir mekân!

Svit Kavy: Adının anlamı "Kahve Dünyası" demek olan Svit Kavy, Lviv'in en ünlü kahvaltı noktalarından biri. 

Kafe 1: Çiçeklerle dolu ufak bir balkon ve içeride 2 küçük salondan oluşan bu salaş kafede bir demlik çay içmeden Lviv'den ayrılmak olmaz.

Lviv Coffee Mining Manufacture: Lviv'in ülke çapında ünlenen kahve üreticisi. Müşteriye sunulan kahveler dükkânda müşterinin gözü önünde öğütülüyor ve mekân mis gibi kahve kokuyor.

Lviv Handmade Chocolate: Çikolataların açık camekânda herkesin gözünün önünde hazırlandığı bu mekânda erimiş çikolata yemeyi ve eve dönüş için kilo kilo çikolata almayı unutmayın!

17 Şubat 2015 Salı

Ukrayna ve Kırım sorunu

Ukrayna'nın illeri
Bu blog’ta genelde şehirler üzerine yazılar yazsam da arada böyle yorum ve öneri yazıları da yayınlıyorum. Ukrayna gezim süresince Kırım sorunuyla ilgili pek çok şey öğrendim. En önemlisi Ukrayna halkının bu konuya nasıl baktığını gözlemledim. Ve tabii bunu yalnızca kilise ve müze gezerek değil, Ukraynalı arkadaşlarımla sohbet ederek başardım.


Ukrayna'ya bakış


Öncelikle Ukrayna hakkında birkaç önbilgi vermek gerek. Ukrayna Karadeniz’in kuzey kıyılarını neredeyse tümüyle kaplayan, çok ama çok büyük bir ülke. Neredeyse Türkiye’nin yüzölçümüne yakın bir büyüklüğü var ve topraklarının tümü Avrupa’da bulunan en geniş ülke olma özelliğini taşıyor.

Sovyetler birliği dağıldıktan sonra kendini en iyi ve en çabuk toparlayan ülkelerden biri. Bunda kuşkusuz eski Sovyet sanayiinin büyük ölçüde Ukrayna topraklarında bulunmasının etkisi var. Ukrayna halkı ile Rus halkı benzetme ne kadar doğru bilmiyorum ama Türklerle Azeriler ya da Türklerle Türkmenler gibi. Dilleri, kültürleri az-çok benzeş. Ama bu iki kardeş arasına son yıllarda karakedi girdi ve Rusya’nın Kırım’ı ilhak etme girişimiyle birlikte tüm ipler koptu, iki ülke arasındaki köprüler atıldı.


Kırım'da neler oldu?


Putinli tuıvaletkâğıtları. Ukrayna'da Putin nefreti had safhada
Kırım, Kırımtatar dediğimiz Türkî kökenli halkın anavatanı. Kırımtatarlar, Stalin döneminde Özbekistan’a sürüldü ve Kırım’a Ruslar yerleştirildi. Bugün Kırım’da 1,5 milyon Rus, 550 bin Ukraynalı ve Sovyetlerin dağılmasından sonra sürgünden geri dönebilen 250 bin Kırımtatar yaşıyor.

Kırım yarımadası Kuzey Karadeniz’in kilidi diyebiliriz. Karadeniz’de üstünlük kurmak için çok stratejik bir nokta. Rusya’nın ezelden beri ağzının sularını akıta akıta baktığı; ama Ukrayna ile dostane ilişkiler sürdürüldüğü ve Ukrayna’ya sözünü geçirebildiği için elini uzatmadığı bir yerdi Kırım. Peki, ne değişti de Rusya Kırım’a göz dikti?

Ukrayna ile Rusya’nın arasının açılmasının temel nedeni Ukrayna’nın Rusya’nın gölgesinde bir uydu gibi yaşamayı reddedip yüzünü Batı’ya çevirmesi ve hatta Avrupa Birliği’ne göz kırpması. Avrupa Birliği demek, NATO’ya üyeliğin de yolunu açar ki, bu Rusya’nın asla göz yumamayacağı bir hamle… Avrupa Birliği ve NATO üyelikleri Rusya’nın Ukrayna üzerindeki görünmez etkisini ve yumuşak gücünü yok edeceği için Rusya bir an önce harekete geçti ve küçük kardeşin önünü kesti.

Rusya ne yapmıştı tek tümceyle özetleyelim: Yüzü Avrupa’ya dönük bir Ukrayna üzerinde etkisini yitirmekten korktuğu için halkının çoğunluğu Ruslardan oluşan özerk Kırım’ın parlamentosunda bir oylama yaptırıldı. Ukrayna ve Kırımtatar kökenli halk halkoylamasını boykot etti. Yalnızca etnik Rusların katıldığı bu oylama sonucunda Kırım parlamentosu %95 evet’le Ukrayna’dan ayrılıp Rusya’ya bağlanmayı seçti. Mecliste ve Kırım’da azınlıkta olan Ukraynalılar ve Kırımtatarlar ne kadar dirense de; dünyada neredeyse hiçbir ülke tanımasa da Rusya kendisine sığınan Kırım’a kapılarının seve seve açtı ve memnuniyetle Kırım’ı ilhak ederek haritalarını bile değiştirdi.

Kırım’daki referandumu ve Kırım’ın Rusya’ya bağlanmasını tanıyan az sayıda ülke var: Afganistan, Suriye, Küba, Venezuela, Kuzey Kore ve Nikaragua… Ukrayna halkına göre hepsi de para ve silah yardımı karşılığında bunu yaptı.


Rusya'nın bakış açısı


Ukraynalılar bu savaşı Putin'in kirli
hesaplarından biri olarak görüyor
Ukrayna’da duyduğum en ilginç şeyse Türkiye’nin tutumuyla ilgili yorumlar oldu. Ukrayna halkı,  halkoylaması sonucu Kırım Rusya’ya bağlanınca Türkiye’nin askerî müdahalede bulunacağına bir süre kesin gözüyle bakmış. Türkiye’nin soydaşlarının yaşadığı ve eski Türk toprağı olan Kırım’ı Ruslara yedirmeyeceğini ve büyük bir savaşın çıkacağını düşünmüşler. Fakat Türkiye’nin cılız bir itiraz ve kınamayla yetinmesine çok ama çok şaşırmışlar. Hatta Cumhurbaşkanının Kırım krizinden sonra Putin’le görüşmesine çok çok içerlemişler. Şimdi çoğu Ukraynalı Türkiye’yi Kırım’ın Rusya’ya ilhakına göz yummakla hatta Rusya ile işbirliği yapmakla suçluyor. Ama Türkiye’nin pasif duruşuna bakınca Ukraynalılara hak vermemek mümkün değil…

Buraya kadar anlattıklarım; yani halkoylaması, Kırım’ın Rusya’ya bağlanması, kimi ülkelerin bunu tanıması, kimi ülkelerin kınaması vs işin kâğıt üstünde olan bölümü… Bir de buzdağının diğer yüzü var. Kırım dışında Doğu Ukrayna’nın kimi başka bölgelerinde Ruslar nüfussal olarak çoğunlukta. Kırım’da ve buralarda tam anlamıyla bir içsavaş hâli yaşanıyor. Ukrayna silahlı güçleri Kırım’dan tamamen çıkarılmış olsa da iki ordu arasında hâlâ sıcak temas ve çatışmalar yaşanabiliyor. Çoğunluğu Ruıslardan oluşan doğu şehirleri ise resmiyette Ukrayna toprağı görünse de Rusya buralara da göz dikmiş durumda. Ayrılıkçı gruplar sözde silahlanarak orduya karşı başkaldırmış… Fakat bu “silahlanan grupların” Rus askeri olduğunu Mısır’daki sağır sultan bile duymuş. Rusya ısrar ve inatla bölgede askeri bulunmadığını vurgulasa da kimse inanmıyor elbet…

İşgâl karşıtı gösterilere her yaştan katılan var
Velhasıl Rusya Ukrayna’yı tümüyle ele geçiremeyeceğini bildiği için hiç değilse kendi soydaşlarını ve destekçilerini bünyesine katarak Ukrayna’yı bir enkaza dönmüş olarak rahat bırakmaya karar vermiş gibi görünüyor. Filler tepişir, çimenler ezilir derler ya… Rusya istediğini koparmak için bu güzel ülkeyi ve insanlarını var gücüyle eziyor.

Yaptığım bir başka sohbette, arkadaşlarımdan biri çok farklı bir açıdan olaya bakmamı sağladı… Ukrayna’nın hızlı kendini toparlaması, gelişmesi ve büyümesi, Rusya’yı epey zamandır kızdırmaktaymış. Ukrayna yaşamın her alanında hızla Avrupa ölçütlerini yakalamaya, zenginleşmeye ve demokratikleşmeye başlayınca ve Rus yönetimini bir korku almış. Kendi halkı Ukrayna’yı görüp başkaldırmadan ya da siyasilere hesap sormadan önce Ukrayna’nın ilerlemesini sekteye uğratacak bir şey yapmak mecburiyetinde hissetmişler kendilerini ve bu halkoylaması ve Kırım’ın ilhakı süreci başlamış. En başta komplo teorisi ya da Bizans entrikası gibi görünse de diplomaside hiçbir şeyin göründüğü gibi olmadığını bildiğim için bana oldukça mantıklı geldi.


Ukraynalıların işgale tepkisi


Ukrayna halkı her pazar meydanlara iniyor
Her gün ülkenin doğusunda Ukraynalı onlarca genç Rusya ya da Rusya’nın silahlandırdığı gruplarca öldürülüyor. Otobüs duraklarına havantopu mermileri düşüyor ve katliamlar yaşanıyor. Yalnızca Türkiye değil tüm dünya kayıtsız bu duruma. En fazla 2 dakikalık bir haber olarak duyuruluyor televizyonlarda… Ukrayna halkı öfke dolu. Bu ikiyüzlülüğe karşı seslerini yükseltiyorlar ama kimsenin kulak astığı yok. Bizim duymaya çok alıştığımız sözler ama Fransa’da 12 kişi öldürüldü dünya ayağa kalktı; bizim ülkemizde her gün insanlar ölüyor ama herkes neden susuyor diye soruyorlar haklı olarak.

Çıkarcı siyasetçiler yüzünden iki kardeş halkın birbirine düşmüş olması gerçekten çok acı. Ukrayna halkı arasında inanılmaz bir milliyetçilik akımı başlamış. Ruslardan ve Rusçadan nefret etmeye kadar varmış artık iş. Tüm evlerin pencerelerinden Ukrayna bayrakları sallanıyor. Arabalara, bisikletlere, dükkân ve mağaza kapılarına hep Ukrayna bayrak ve çıkartmaları asılmış. İnsanlar çantalarına, dikiz aynalarına, bebek arabalarına hep Ukrayna bayrağının renkleri olan mavi-sarı bandanalar, kurdeleler asmış.

Resim yazısı ekle
Her ölüm haberi geldiğinde halk yılmadan, bıkmadan sokağa dökülüyor. Ama tek bir yabancı basın mensubu görmek bile imkânsız gösterilerde. Kiev’in en büyük meydanı Nezalejnosti Meydanı’nda ben de çok büyük bir gösteriye tanık oldum. Öldürülen askerler için mumlar yakılıyor, çiçekler bırakılıyor, anma köşeleri oluşturuluyor. Duygulanmamak elde değil.

Şehrin her yerinde, her köşebaşı, her ağaç dibi bir anma alanına dönüştürülmüş. Buldukları her ağaca ölen gencin resmini asmışlar, dallara Ukrayna bayrakları ve mavi-sarı kurdeleler bağlamışlar ve ağacın dibini mumlarla, çiçeklerle doldurmuşlar. Bizim şehitlerimiz için hissettiklerimizi birebir yüreklerinde duyumsuyor Ukraynalılar. Sanırım onların kendi şehitlerine karşı hissettikleri bu duygularını Türk milleti kadar iyi anlayacak kimse çıkmaz.

Gösterilerde ve çoğu dükkânların, evlerin pencerelerinde Putin karşıtı karikatür ve yazılar göze çarpıyor. Üzerinde Putin’in resminin basılı olduğu tuvaletkâğıtları ve kapı paspasları şu sıralar Ukrayna’da en çok satılan şeylerden biri. Ben de neredeyse her dükkânda gördüm. Hiçbir halka karşı düşmanlığım olamaz ama bir devlet adamı olarak Putin’e öfke duymamam mümkün değil.


Kırım sorununun Ukrayna'ya etkileri


Ölen askerler anısına hazırlanan köşe
Putin uygulamaya koyduğu planı başarıya erdirmiş gibi görünüyor. Ukrayna ekonomisi hiç olmadığı kadar kötü gitmekte. Askerî harcamalar artıp, ticaret de sekteye uğrayınca ülke ekonomik darboğaza girmiş. Çernivtsi gibi önemli kentlerde bile havalimanları ödenek yetersizliği nedeniyle kapısına kilit vuruyor ve uçuşa kapanıyor. Üniversiteler bile ısıtma ve aydınlatma giderleri büyük yük oluşturduğu için bu kış eğitim öğretime ara vermiş durumda.

Para birimleri olan grivna yine aynı şekilde hiç olmadığı kadar değer yitirmiş durumda. Eskiden 1 TL = 5 UAH (grivna) iken şimdi oran neredeyse 1’e 8 olmuş. Durum böyle olunca Ukraynalıların yurtdışına çıkmak için küçük bir serveti gözden çıkarması gerekiyor. Büyük olasılıkla 2015 yazında Türk turizminin gözbebeklerinden olan Ukraynalı turistlerin sayısında büyük azalma olacak.

Son olarak şunu söyleyebilirim ki, Kırım halkının büyük çoğunluğunun Ruslardan oluşması elbette Ukrayna lehine bir çözümü güçleştirecektir. Rusya’nın uluslararası baskılara daha fazla direnemeyip geri adım atmasını ama buna karşılık Kırım’da bağımsız bir ülke kurulmasını sağlayacağını düşünüyorum. Kırım’daki Ukraynalılar elbette kendi ülkelerine bağlı kalmak istiyor. Kırımtatarlar ise bağımsızlık seçeneğini reddediyor çünkü ismen bağımsız olsa da yeni Kırım’ın Rusya kuklası bir devlet olacağını biliyorlar.

İşgâle tepki olarak her evin kapısında Ukrayna bayrağı asılı
Kırım’daki mevcut durumdan kimse memnun değil aslında. Örneğin Kırımlıların yurtdışına çıkması şu an imkânsız gibi. Ukrayna’nın kardeş ülkesi Polonya bile göç dalgasından korktuğu için artık Ukrayna’ya vize vermiyor; hattâ var olan vizeleri bile iptal ediyormuş. Rusya ise Kırım halkına Rusya pasaportu dağıtıyor ve tüm Ukrayna bayrakları indirip Rus bayrakları asıyor. Bunu kaldıramayan Ukrayna kökenli halk, ülkenin diğer kesimlerine göç etmeye başlamış.

Barış döneminde her türlü ticari ürün ve meyve-sebzeyi bağlı bulunduğu Ukrayna’nın diğer kentlerinden sağlayan Kırım, şimdi dünyaya bağlanmak için yalnızca Rusya’ya bağlı. İşin ilginç yanı Kırım’ın Rusya’yla kara sınırı yok. Kırım’a artık tüm ihtiyaç malzemeleri Rusya üzerinden feribotlarla geliyor. Kırımlı olan ancak Kiev’de çalışan arkadaşımın söylediğine Kırım’da yaşam neredeyse 4 kat pahalanmış. Rusya ekseriyetle Orta Asya ve Uzak Doğu ülkeleriyle ticaret yaptığından Avrupa malı hiçbir ürün artık Kırım’a gelemiyormuş. Bu kalitesiz ürünler ve yaşam pahalılığı daha şimdiden Rus kökenli Kırımlıların bile canına tak etmiş.


Velhasıl, her yönüyle Kırım’da bir kriz yaşanıyor. Nasıl olur, olaylar ne yönde sonuçlanır öngörmek olanaksız ama umulur ki Kırım sorunu bir an önce çözümlenir ve bölge barışa kavuşur. Ukrayna insanı gerçekten güzel bir yaşamı hak ediyor.

***

Bu yazı, Ukrayna'ya gideceklere tavsiyeler adlı yazı dizisinin bir parçasıdır.