Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu

27 Aralık 2014 Cumartesi

Louvre Müzesi'ndeki en önemli eserler


1. La Giaconda / Jaconte (Mona Lisa)

Leonardo da Vinci tarafından yapılan 77x53 cm'lik bu ufak tablo dünyanın belki de en ünlü tablosu. 1503-1506 yılları arasında Floransa'da yapılan eser 1518'de 1. Fransuva tarafından alınıp saraya getirilmiş. Tablodaki kadının kimliğine ilişkin kesin bir bilgi yok, dedikodu ve spekülasyon ise çok! Tablo, Denon Kanadı'nda 1. kat, 6. Oda'da.


2. La Liberté Guidant la Peuple (Halka Yol Gösteren Özgürlük)

Fransız ressam Eugène Delacroix'nın fırçasından çıkan 2.60x3.25 m boyutlarındaki bu tablo, Fransız Devrimi'nin en ünlü simgelerinden. 1831 yılında tamamlanan bu tablo da Denon Kanadı'nda, 1. kat, 77. Oda'da bulunuyor.


3. Vénus de Milo (Miloslu Venüs/Afrodit)

Romalıların Venüs, Yunanların Afrodit dediği aşk tanrıçasına ait olduğu düşünülen bu heykel 202 cm yüksekliğinde ve 1820'de Yunanistan'ın Milos Adası'nda bulunmuş. Yunan heykelciliğinin en iyi örneklerinden biri kabul edilen heykel Sully Kanadı'nda zemin kat, 16. Oda'da yer alıyor.


4. Les Noces de Cana (Kana'daki Düğün)

İtalyan ressam Paolo Verenosese tarafından 1563 yılında yapılan 6.77 x 9.94 m boyutlarındaki dev tablo, İsa peygamberin suyu şaraba dönüştürme mucizesini betimliyor. 1798 yılında Louvre envanterine giren tablo Denon Kanadı'nda, Mona Lisa'yla aynı odada bulunuyor.


5. Hammurabi Kanunları Yazıtı

Babil Kralı Hammurabi'nin çıkarttığı yasaların yazıldığı bu yazıt bugün Mezopotamya uygarlığının simgesi sayılıyor. İ.Ö. 1800'lerde yazılan bu yasalar günümüze ulaşmış en eski ve en eksiksiz örneklerden biri. 1901'de bulunup Louvre'a getirilmiş. Richelieu Kanadı'nda, zemin kat, 3. Oda'da bulunuyor.


6. Le Sacre Napoléon et la Couronnement de l'Impératrice Joséphine (Napolyon ve İmparatoriçe Jozefin'in Taç Giyme Töreni)

Napolyon'un siparişi üzerine Fransız ressam Jacques-Louis David'e yaptırılan 6.21 x 9.79 m boyutundaki bu devasa tablo, Napolyon ve eşi Jozefin'in 2 Aralık 1804 tarihinde Notre Dama Katedrali'nde yapılan taç giyme törenini betimliyor. Denon Kanadı'nda, 1. kat, 75. Oda'da yer alıyor.


7. La Victoire de Samothrace (Semadirek Zaferi / Semadirekli Nike)

İ.Ö. 190'larda kuzey Ege adalarından Semadirek'te (Samothrace) kazanılan bir zaferi ölümsüzleştirmek için yontulan bu eşsiz heykel büyük olasılıkla bir depremde büyük zarar gördükten sonra unutuluyor ve toprak altından çıkması 1863 yılında oluyor. 3,63 m yüksekliğindeki heykelin baş bölümü yok, kanatlarından biri ise sonradan ekleme. Denon Kanadı, zemin katta Daru merdivenlerinin yanıbaşında konumlandırılmış. Müzenin en nadide parçalarından biri.


8. Le Serment des Horaces (Horas Kardeşlerin Yemini)

Yine saray ressamı Jacques-Louis David'e yaptırılan 3,30 x 4,25 boyutlarındaki bu  tablo 1784 yılında tamamlanmış. Denon Kanadı'nda, 1. kat, 75. Oda'da yer alıyor. 3 erkek kardeşin babalarının önünde şeref sözü verişini betimliyor.


9. Le Radeau de la Méduse (Medusa'nın Salı)

Théodore Géricault tarafından 1831 yılında yapılan bu tablo, Senegal açıklarında batan bir Fransız gemisinden kurtulan mürettebatın kaza sonrası yaşadıklarını betimliyor. 4,91 x 7,16 boyutlarındaki tablo, Denon Kanadı, 1. kat, 77.. Oda'da bulunuyor.


10. Le Scribe Accroupi (Oturan Yazıcı)

Louvre'daki Antik Mısır yapıtlarından belki de en bilineni olan bu Oturan Yazıcı heykeli hakkında, mesleğinin yazmanlık olduğu dışında henüz hiçbir bilgi yok. Sakkara'da bulunan heykel İ.Ö. 1600/1350 yılları arasında yapılmış olmalı. Canlı renkleri ve gerçekçi hatlarıyla görenleri etkileyen heykel, Sully Kanadı, 1. kat,  22. Oda'da, 10. vitrinde bulunuyor


11. La Morte de Sardanapale (Sardanapal'in Ölümü)

Eugène Delacroix tarafından kadim söylencelerden esinlenilerek yapılan bu tablo 3,92 x 4,96 boyutlarında. Asur Kralı Sardanapal'in aldığı yenilgi nedeniyle intihar etmeden önce tüm mal varlığını yok ettirmesini ve cariyelerini öldürtmesini betimliyor. Tablo, Denon Kanadı, 1. kat, 77. Oda'da yer alıyor.


12. Psyché Ranimée par la Baiser de l'Amour (Aşk'ın Öpücüğüyle Canlanan Psyché)

İtalyan heykeltıraş Antonio Canova tarafından 1791'de yontulan bu heykel, kaynağını antik Yunan söylencelerinden alıyor ve Aşk Tanrısı Eros'un âşığı Psyché'yi öpücüğüyle diriltmesini betimliyor. Denon Kanadı'nda, zemin kat 4. Oda'da yer alıyor.


13. De Kantwerkster / La Dentellière (Dantelci)

Flaman ressam Vermeer'in en bilinen yapıtlarından olan bu tablo, nakış ya da dantel işleyen bir kadını gösteriyor. 24 x 21 cm boyutundaki bu ufacık tablo, 1670 yılında yapılmış. Richelieu Kanadı'nda, 2 . kat, 38. Oda'da sergileniyor.


14. L'Esclave mourant ve L'Esclave rebelle (Ölmekte Olan Köle ve İsyancı Köle)

Ünlü İtalyan sanatçı Michelangelo tarafından Papa II. Julius'un mezarını süslemesi amacıyla 1513'te yapılan heykeller, daha sonra maddi olanaksızlar nedeniyle Papa'nın anıtmezar projesi küçültülünce açıkta kalmış. Daha sonra Roberto Strozzi adında bir sanatseverce bizzat sanatçıdan satın alınarak Fransa kraliyetine armağan edilmiş. Heykeller, Denon Kanadı'nda zemin katta, 4. Oda'da sergilenmekte.


15. Le Prêteur et sa femme (Tefeci ve Karısı)

Quentin Metsys imzası taşıyan 70 x 67 cm boyutundaki görece küçük bir tablo sayılabilecek bu çalışma, 1514 yılında yapılmış ve 1810 yılında Louvre envanterine girmiş. Sanat  tarihçilerinin hayranlıkla yorumladığı bu tablo, Richelieu Kanadı, 2. kat, 9. Oda'da ziyaretçilerini bekliyor. 


16. Hermaphrodite Endormi (Uyuyan Hermafrodit)

Yaklaşık olarak İ.S. 2. yüzyıla tarihlendirilen bu etkileyici mermer heykel Louvre'daki heykel koleksiyonunun en önemli parçalarından biri. Hermes ile Afrodit'in çocuğu olduğuna inanılan Hermafrodit, hem dişi hem erkek üreme organlarına sahip olmasıyla biliniyor. Tüm hatlarıyla inanılmaz bir gerçekçilik yakalayan heykel genel olarak kusursuz bir kadın bedenine sahip olsa da, bacakarasında ziyaretçileri bir sürpriz bekliyor! Roma'da yer altından çıkarılan heykel, 1807 yılında satınalım yoluyla müzeye getirilmiş. Sully Kanadı'nda, zemin kat, 17. Oda'da bulunuyor


17. La Vierge aux Rochers (Kayalıklar Bakiresi)

Leonardo da Vinci'nin imzasını taşıyan Kayalıklar Bakiresi, Mona Lisa kadar olmasa da, yoğun gizem ve simgelemlerin kullandığı bir yapıt. 1,99 x 1,22 cm ölçülerinde. Hz. Meryem ve İsa peygamberi konu alıyor. Denon Kanadı, 1. kat, 5. Oda'da. 


18. Morte della Virgine / La Mort de la Vierge (Bakire'nin Ölümü)


Roma'da bir kilisenin duvarlarına asılmak için dinadamları tarafından İstalyan ressam Caravaggio'ya ısmarlanan bu resim 1605 yılında tamamlanmış fakat dönemin yetkilileri tabloyu kilisede sergileme layık bulmamış. 1671 yılında müzenin koleksiyonuna dâhil olan eser, Denon Kanadı'nda, 1. kat, 8. Oda'da sergileniyor. 


19. Œdipe Explique l'Énigme du Sphinx (Oedipus ve Sfenks)

Fransız ressam Jean-Auguste-Dominique Ingres tarafından yapılan bu tablo da, konusunu Yunan mitolojisinden alıyor. Söylenceye göre Sfenks Ödip'e (Oedipus) bir bilmece soruyor ve o bunu yanıtlıyor. 1,89 x 1,44 boyutlarındaki tablo şu an için sergiden kaldırılmış durumda.


20. Milon de Crotone (Krotonlu Milo)


Heykeltıraşların sıklıkla esin kaynağı olarak kullandığı Antik Yunan kültürü bu heykele de konu oluyor. Ufak bir farkla. Krotonlu Milo, Antik Olimpiyat oyunlarında defalarca yarışmış ve rekorlar kırmış gerçek bir kişilik. Yaşlılığında, tek başına yaptığı bir  yolculukta bir ağaç üzerinde gücünü denemek isterken eli bu ağaca sıkışır. Elini kurtarmaya çalışırken dağdan kurtlar iner ve eski sporcuyu parçalar. Heykeltıraş Pierre Puguet burada kurt figürünü aslanla değiştirmekle birlikte işte bu olayı anlatmış


21. La Jeune Martyre (Genç Şehit) 


Paul Delaroche imzası taşıyan 1,71 x 1,48 m boyutlarındaki bu tablo çok acıklı bir hikâyeyi betimliyor. Hristiyanlığın ilk yayıldığı dönemlerde Romalılar bir kadını inancını inkâra zorlar fakat kadın İsa peygamberin yolundan dönmez. Çoktanrıcı Romalılar da onu ırmağa atıp boğarak şehit ederler. Sanat tarihçilerinin övgüyle sözünü ettiği bu tablo Denon Kanadı, 1. kat, 76. Oda'da ziyaret edilebilir.


22. Akhenaton heykeli

Tarihin en gizemli kişiliklerinden biri olan 4. Amenofis (Firavun Akhenaton) 'dan günümüze ulaşan az sayıda izden biri bugün Louvre'da sergilenen bu heykel. Akhenaton, çoktanrıcı Mısır'da ilk kez eski inancı yasaklayarak tektanrılı bir din getirmişti. Bu girişimiyle tüm tepkileri üzerine çeken Akhenaton ölünce yerine gelen firavunlar ve din adamları, onu sapkın ve düşman ilân etti ve adı da dâhil olmak üzere tüm izlerini kayıtlardan sildiler. Akhenaton 3000 binyıl boyunca tarihin tozlu sayfalarında gömülü kaldı. Tâ ki 19. yüzyılda yeniden keşfedilinceye dek... Konumu: Sully Kanadı, 1. kat, 25. Oda


23. La Grande odalisque (Büyük Odalık)

Jean-Auguste-Dominique Ingres tarafından 1816 yılında yapılan bu tablo, Fransız resmindeki en ünlü nü tablolardan biri olarak biliniyor. Resimdeki figürün anatomik orantısızlığı resimden anlamayan birinin bile kolayca dikkatini çekebilecek nitelikte fakat tablodaki ışık-gölge dengesi ve kumaşların desen ayrıntıları sanat tarihçilerinin anlata anlata bitiremediği noktalar. Resim, Denon Kanadı'nda, 1. kat, 75. Oda'da yer alıyor.


24. Louis XIV (14. Lui) 


Hyacinthe Rigaud imzalı bu resim, 1701 yılında dostluk nişanesi olarak İspanya Kralı 5. Filip'e armağan edilmek üzere ressama ısmarlanmış; fakat öylesine beğenilmiş ki, hediye edilmekten vazgeçmişler ve sarayda tutmaya karar vermişler. Tablo Sully Kanadı, 1. katta Louis XIV. koleksiyonu dâhilinde sergileniyor.


25. Appartements de Napoléon III (3. Napolyon'un Daireleri)



Louvre'un aslen bir saray oluğunu bu yazı dizisinin diğer bölümlerinde söylemiştik. 1682 yılına değin Fransa kralları bu sarayda yaşamışlar. Dünyanın en görkemli saraylarından biri olan Louvre'da, kralların yaşamlarını sürdürdükleri odalar da bugün ziyarete açık. 3. Napolyon dönemindeki görüntü ve dokusuyla korunan daireler bugün hâlâ görkemiyle ziyaretçilerini büyülemeyi sürdürüyor. Napolyon'un Dairelerini görmeden Louvre'dan ayrılmamak gerek. 3. Napolyon Daireleri, Richelieu Kanadı, 1. kat 80'li numaralara sahip odalarda bulunuyor.


BONUS


Département des Arts de l'Islam (İslam Eserleri Bölümü)

Louvre Müzesi'nin en fazla ilgi çeken bölümlerinden biri de İslam Sanatları Bölümü. Elbette Türkiye bu sanatın izlerini en canlı görebileceğimiz yerlerden biri ama Louvre'daki İslam Sanatları bölümü Araplardan, İranlılara, Selçuklulardan Osmanlılara kadar çok geniş bir yelpazeden ve çok geniş bir coğrafyadan örnekler sunuyor. Batı ve Doğu'nun sanat / estetik farkını gözlemlemek için sanıyorum ki Louvre Müzesi'nden daha iyi bir adres olamaz. Bana kalırsa müzenin mutlaka görülmesi gereken bölümlerinden biri.  


***


Louvre'un planı ve giriş kapılarının yerleri *

***

Bu yazı Louvre Müzesi Gezi Rehberi yazı dizisinin bir parçasıdır. Louvre Müzesi ile ilgili daha fazla bilgi için bağlantıya tıklayabilirsiniz.

***

NOT: Bu yazıda kullanılan tüm görseller Wikimedia Commons'tan sağlanmıştır. Gerekli koşullara uyulduğu sürece kullanılmasında bir sakınca yoktur.

Louvre Müzesi nasıl gezilmez?

Louvre Müzesi'ni ziyaret etmek isteyen herkes gitmeden önce fikir almak amacıyla "Louvre Müzesi nasıl gezilir" diye kısa bir Google araması yapar. Bana kalırsa "nasıl gezilir"den ziyade Louvre Müzesi "nasıl gezilmez" onun üzerinde durulmalı.

Paris'in dünyanın kültür-sanat başkenti yapan Louvre Müzesi'ni ziyaret etmek biraz yorucu ve ağır olabilir. Çoğu ziyaretçinin yaptığı gibi girişten başlayarak tüm salonları sırayla gezmeye kalkarsanız kısa süre içinde fiziksel ve zihinsel bir yorgunluk duymaya başlayacak ve içeride bulunmaktan bunalıp, kendinizi bir an önce dışarı atmak isteyeceksiniz. Bu yanlışa düşmemek için birazdan sıralayacağım önerileri göz ardı etmeyin derim!

Her şeyi görmeye çalışmayın


Öncelikle şunu söylemek gerekir ki, Louvre Müzesi'nin tamamını bir gün içinde gezmeniz imkân ve ihtimal dışı. Benim ilk ziyaretimde yapmaya çalıştığım gibi, müzedeki 35.000 sanat eserinin tek bir günde görüp bitirme çabasına girerseniz, bu çaba sonuçsuz kalacak, boş yere bacaklarınıza kara sular inecektir. Gördüğünüz hiçbir şeyi daha sonra anımsamayacak olmanız da cabası!

Bunun yerine müzedeki 8 büyük salondan en çok ilginizi çeken 2 ya da 3 bölümü seçebilirsiniz. Müzenin bölümleri şöyle: Eski Mısır, Eski Yunan/Eski Roma/Etrüsk, Yakındoğu eserleri, İslamî sanatlar, tablolar, heykeller, dekoratif sanatlar ve baskı eserler/çizimler.

Sanat eserlerinin konularına göre de özel bir ziyaret rotası oluşturmak da mümkün. Örneğin heykel, portre ya da manzara ağırlıklı bir güzergâh seçerek vakitten tasarruf edebilirsiniz. Benim bu önerime uygun olarak, Louvre Müzesi'nin kendi sitesinde "önerilen gezi güzergâhları" bulunuyor. Şu bağlantıya tıklayarak önerilen güzergâhları görebilirsiniz.

Belirli bir ilgi alanınız yoksa ve yalnızca müzenin en önemli eserlerini görmek istiyorsanız Louvre Müzesi'ndeki en önemli eserler başlıklı yazımı okuyabilirsiniz.

Vakit sıkıntınız varsa ve hızlı bir biçimde müzeyi gezmeniz gerekiyorsa, 90 dakikada Louvre Müzesi yazım tam size göre!

Yalnızca en önemli eserlere odaklanmayın


Çoğu insan, Louvre Müzesi'ni gezmeye gittiğinde doğruca Mona Lisa ve Miloslu Venüs heykeline yönelir. Bu eserlerin elbette görülmesi gerekiyor ama koskoca Louvre'u üç-beş esere indirgemek müzeye büyük haksızlık olur. Müzenin evsahipliği yaptığı 35.000 yapıt arasında sanatsal anlamda Mona Lisa'dan katbekat üstün olmasına karşın onun kadar magazinselleştirilmediği için çoğu insanın varlığını bilmediği yüzlerce parça var.

Hepsinden önce Louvre bir zamanlar Fransa krallarının yaşadığı bir saray. Mimari olarak da görülmeye ve incelenmeye değer. Louvre'un İslamî Eserler bölümü, dünyanın en zengin koleksiyonlarından biri ve özellikle tavsiye ediyorum. Antik Mısır ve Yakındoğu bölümlerinde de çok değerli parçalar bulacağınıza sizi temin ederim.

Kalabalığa takılmayın


Louvre Müzesi, yıllık ortalama 8 ilâ 9 milyon ziyaretçiyle, dünyanın en çok ziyaret edilen mekânı. Yıllardır bu rekoru kimseye kaptırmama konusunda da iddialı. Dolayısıyla müze her daim kalabalık. Ancak kalabalığın doruk noktasına ulaştığı anlar olduğu gibi, görece, müzenin daha tenha ve sakin olduğu saatler de var. Müze sabah 9.00'da açılıyor ve yoğunluk ortalama 11.00 ilâ 16.00 saatleri arasında yaşanıyor. Bu saatler arasında Louvre'a giriş biletini almak için bile çok uzun süreler beklemek gerekecek.

Müzeye açılış saatinde gitmek ya da çoğu ziyaretçinin yorulup akşam yemeği için müzeyi terk ettiği geç saatlerde gitmek çok mantıklı bir hareket. Ziyaretinizi müzenin geç saatlere kadar açık olduğu Çarşamba ve Cuma günlerine denk getirmek de iyi olabilir. Her ayın ilk pazarı ve bazı özel gün/saatlerde müzeye girişlerin ücretsiz olduğunu anımsatmakta yarar var. Böyle bir zamana denk gelirseniz tablo ve heykelden ziyade, bunların önünde biriken insan kalabalığının kafa, omuz ve dirseklerini izleyeceğinize emin olun. Bu günlerde hele ki Mona Lisa ve Milolu Venüs heykeli gibi başyapıtların yanına bile yaklaşmak mümkün olmuyor. Müzenin açılış-kapanış saatleri ve ücretsiz ziyaret günleriyle ilgili bilgiyi Louvre Müzesi ziyaret bilgileri yazımda bulabilirsiniz.

Dersinize çalışın


Louvre Müzesi'nde gerçek rehberli turların yanısıra, elektronik sesli rehberler de veriliyor. Eserin kodunu bu rehbere girdiğinizde kulaklıktan size o eserle ilgili bilgiler ve o eserin neyi anlattığı anlatılıyor. Ancak var olan diller arasında Türkçe ne yazık ki yok. Eğer İngilizce, Fransızca, Almanca, İspanyolca, İtalyanca, Korece veya Japonca dillerinden birini biliyorsanız bu hizmetten yararlanabilirsiniz. Eğer çok şanlıysanız Türk turist kafilesine denk gelebilir ve rehberin anlattıklarına gizlice kulak verebilirsiniz :)

İnternet'te ilgilendiğiniz eserlerle ilgili bir önaraştırma da yapabilirsiniz. Örneğin Mona Lisa'nın, Miloslu Venüs'ün kim olduğunu, nerede ne zaman yapıldığını, sanatçının kim olduğunu vb. önceden öğrenerek eserin önüne giderseniz, eserden aldığınız zevk çok daha fazla olacaktır.

***

Bu yazı Louvre Müzesi Gezi Rehberi yazı dizisinin bir parçasıdır. Louvre Müzesi ile ilgili daha fazla bilgi için bağlantıya tıklayabilirsiniz.

Louvre Müzesi'ne ulaşım

Dünyanın en çok ziyaret edilen müzesini, Louvre'u siz de ziyaret etmeye karar verdiniz. Kaldığınız yerden ya da bir başka ziyaret noktasından Louvre Müzesi'ne gitmek için fikir ve önerilere mi ihtiyacınız var? Bu yazı sizin için!

Paris'te bir yerden bir yere gitmenin en kolay yolu hiç kuşkusuz metro. Dünyanın en gelişmiş ve en eski metro ağlarından birine sahip olan Paris'te, Louvre Müzesi'ne gitmek için de en mantıklı yol metro.

Louvre Müzesi'nin yanı başında iki ayrı metro hattının istasyonları bulunuyor:

  • Metro haritalarında sarı renkle simgelenen 1 numaralı hattın (La Défense - Château de Vincennes) Louvre-Rivoli istasyonu 
  • Pembe renkle simgelenen 7 numaralı hattın (La Courneuve - Villejuif) Palais-Royal - Musée du Louvre istasyonu.

İstasyonların konumu

Metronun yanısıra, banliyö trenlerinin sarı renkle gösterilen RER C kodlu hattının da Louvre Müzesi'ne çok yakın bir konumda istasyonu bulunuyor. Bu durumda Musée d'Orsay istasyonunda iniyorsunuz, Seine Nehri kıyısı boyunca kısa bir yürüme yolu var. Pont Royal (Kraliyet Köprüsü) veya Pond du Carousel (Carousel Köprüsü)'nden geçerek nehrin öte yakasına geçiyorsunuz. Louvre zaten tüm görkemiyle karşı kıyıda size göz kırpıyor olacak. Porte des Lions'tan (Aslanlı Kapı) girerek müzeyi ziyarete başlayabilirsiniz. Bu kapı müzenin ana girişine oranla oldukça tenha ve sıra beklemeden bilet alabiliyorsunuz. Fakat dikkat, bu kapı Cuma günleri kapalı. Kapıların konumu ve ziyaret saatleriyle ilgili ayrıntılı bilgi için bu sayfaya bakabilirsiniz.

Müzeye otobüsleri kullanarak gelmek de mümkün. Müzeden geçen otobüslerin numaraları şöyle: 21, 24, 27, 39, 48, 68, 69, 72, 81 ve 95.

Batobus denen, Seine Nehri içinde yolcu taşıyan teknelerle de müzeye gelmek mümkün. Louvre iskelesinde iniyorsunuz ve Porte de Lions (Aslanlı Kapı)'dan müzeye giriş yapıyorsunuz.



Louvre Müzesi'nin haritadaki konumu:



Pembe ve sarı (metro durakları), Siyah (girişler), Açık sarı RER C istasyonu


***

Bu yazı Louvre Müzesi Gezi Rehberi yazı dizisinin bir parçasıdır. Louvre Müzesi ile ilgili daha fazla bilgi için bağlantıya tıklayabilirsiniz. 

26 Aralık 2014 Cuma

Louvre Müzesi ziyaret bilgileri

Paris'in en önemli duraklarından biri, hiç kuşkusuz Louvre Müzesi. Eski Fransız krallarının evi olan Louvre, daha sonraları, 1682'de 14. Louis'nin Versay Sarayı'na taşınmasıyla birlikte saraylık vasfını yitirmiş. Bu tarihten sonra saray binası, kraliyetin sahip olduğu paha biçilmez sanat eseri koleksiyonunun sergilenmesi için kullanılmaya başlanmış. 

Günümüzde Asya'dan Avrupa'ya çok geniş bir coğrafyadan, binlerce sanatçının elinden çıkma 35.000 yapıta evsahipliği yapan Louvre Müzesi'nde tablolardan heykellere; yazıtlardan kadim eşyalara kadar pek çok eşsiz nesne ziyaretçilerini bekliyor. 

Yazı dizimizin bu bölümünde Louvre Müzesi'ne giriş süreciyle ilgili işinize yarayacağını düşündüğüm bilgileri paylaşacağım.

Louvre Müzesi ziyaret saatleri ve günleri


Louvre Müzesi belirli günler dışında yıl boyunca ziyaretçilerini ağırlıyor. Louvre ziyaretiyle ilgili olarak bilmeniz gereken en önemli şey şunlar:

  • Müze Salı günleri kapalı.
  • Çarşamba ve Cuma günleri sabah 09.00'dan gece 21.45'e kadar açık.
  • Pazartesi, Perşembe, Cumartesi ve Pazar günleri ise 09.00 / 18.00 arası açık.  
  • Kış sezonu boyunca (Ekim, Kasım, Aralık, Ocak, Şubat ve Mart ayları) her ayın ilk pazar günü kalıcı sergilere giriş, yerli-yabancı herkes için ücretsiz.
  • 1 Ocak (Yılbaşı), 1 Mayıs (İşçi Bayramı), 25 Kasım (Noel) ve 11 Kasım (1. Dünya Savaşı'nın sonu) tarihlerindeyse müze tamamen kapalı. 
  • Bunun dışında belirli dinî ve millî bayramlarda müzenin kapanış saati 17.30.
  • Kapanış saatlerinden 15 ilâ 30 dk önce salonların kapıları kapatılıyor. 

Louvre Müzesi giriş kapıları


Porte de Lions (Aslanlı Kapı) *
Louvre Müzesi'ni ziyaret etmeye karar verdiniz ve müzenin olduğu semte geldiniz. Müzeye girmek için önünüzde 4 seçenek bulunuyor. Louvre Müzesi'nin ana girişi şu meşhur Cam Piramit. Oldukça görkemli göründüğü için olsa gerek çoğu ziyaretçi burayı müzenin tek girişi sanıyor ve herkes buradaki girişe yığılıyor. Cam Piramit'in önünde daime uzun kuyruklar oluşur. Bu nedenle ben bu kapıyı kullanmanızı önermiyorum.

İkinci seçenek Carousel Galerie girişi. Bu giriş ve Piramit, Salı hariç her gün 09.00 / 19.30 saatleri arası açık. Çarşamba ve Cuma günleri ise kapılar 22.00'a kadar açık. 

Passage Richelieu bir diğer giriş alternatifi. Fakat yalnızca gruplar, oditoryumu kullanacak olanlar ve "Paris Museum Pass" sahinbi ziyaretçiler kullanabiliyor. Bu kartla ilgili daha ayrıntılı bilgiyi ilgili başlıkta vereceğim. Kapı Salı hariç her gün, 09.00 / 17.30 arası açık. Çarşamba ve Cuma günleri ise kapının kapanış saati 18.30. 

Dördüncü ve son seçenek ise gizli bir hazine adeta! Seine Nehri tarafındaki Porte de Lions (Aslanlı Kapı) genelde en az bilinen ve en tenha olan giriş kapısı. Bu kapı Cuma günleri kapalı. İnternet sitesinde "teknik aksaklıklardan" dolayı başka zamanlarda da kapalı olabileceği yazsa da, şansınızı denemekte yarar var!


Louvre'un planı ve giriş kapılarının yerleri *

Louvre Müzesi bilet fiyatları


Louvre Müzesi'nin kalıcı koleksiyonunu ziyaret etmek için almanız gereken biletlerin tutarı 12 avro.

Napolyon Salonu (Hall Napoléon)'u ziyaret etmek için ise 13 avro ödemeniz gerekiyor. Burada geçici sergiler yer alıyor ve bu biletle kalıcı sergiyi gezemiyorsunuz.

Hem kalıcı hem geçici sergiyi gezebilmeniz için promosyonlu biletler de var. Louvre Müzesi, Napolyon Salonu ve Eugène Delacroix Müzesi'ni gezebileceğiniz birleşik biletin fiyatı ise 16 avro.

Müze içindeki gişelerde son bilet satışı Çarşamba ve Cuma günleri 21.15'te; diğer günler 17.15'te sona eriyor. Nakit ödemede yalnızca avro kabul ediliyor. Gişelerin yanısıra bilet otomatları da bulunuyor. Buralarda yalnızca kredi kartı geçerli. Biletlerinizi Ticketnet ve Ticketweb adlı İnternet siteleri üzerinden de alabiliyorsunuz fakat siteler işlem masrafı alıyorlar.

Paris'teki pek çok müzeye ücretsiz giriş imkânı sağlayan "Paris Museum Card" aldıydanız hiç sıra beklemeden Louvre'a doğruca giriş yapıyorsunuz. Kartın fiyatı 2014 yılı itibarıyla 2 günlük 42 avro, 4 günlük 56 avro, 6 günlük 69 avro. Kartın resmî sayfası şu: http://www.parismuseumpass.com/

18 yaşın altındaki ziyaretçilere, AB üyesi ülkelerde oturum izni bulunan 25 yaş altı kişiler, engelliler ve yanlarındaki bir refakatçileri için giriş ücretsiz.

Cuma günleri 18.00'dan itibaren yerli ya da yabancı 26 yaş altı herkes için kalıcı sergilere giriş ücretsiz.

Yararlı bilgiler


  • Girişte ücretsiz dağıtılan broşürlerden almayı unutmayın. Müzenin planının yer aldığı bu broşürlere bakarak yolunuzu çok daha kolay bulabilirsiniz. Broşürlerde çeşitli ziyaret güzergâhları da öneriliyor. 
  • Müze içinde yaşlı ve engelliler için çok sayıda asansör bulunuyor. Bunları kullanabilirsiniz. 
  • Müze içinde vestiyer, emanet dolabı, tekerlekli sandalye ve bebek arabası temin edebileceğiniz yerler bulunuyor. 
  • Sesli rehber hizmeti sunulsa da diller içinde Türkçe yok. Bildiğiniz yabancı dile göre İngilizce, Fransızca, İspanyolca, İtalyanca, Almanca, Japonca ve Koreceden birini seçebilirsiniz. 
  • Müze içinde yemek yeme yerleri mevcut.
  • Müzede flaşlı fotoğraf çekimi yapmak ve eserlere dokunmak yasak. Her odada 1-2 hatta daha fazla güvenlik görevlisi bulunuyor ve pek nazik oldukları söylenemez.
  • Müze giriş çıkışlarında çanta ve üst araması yapılıyor. Güçlük çıkartmayın, herkese yapılan bir muamele.
  • Elinizde fazla büyük bir çanta, poşet, mont, kaban vb varsa içeri kabul edilmeyebilirsiniz. Bu durumda vestiyere yönelin. 

***

Bu yazı Louvre Müzesi Gezi Rehberi yazı dizisinin bir parçasıdır. Louvre Müzesi ile ilgili daha fazla bilgi için bağlantıya tıklayabilirsiniz. 

25 Aralık 2014 Perşembe

90 dakikada Louvre Müzesi ziyareti

Paris'e geldiniz ve vakit kaybetmeden görkemli şehri keşfe koyulmak istiyorsunuz. Görülmeye değer onlarca eser var... Eyfel Kulesi, Zafer Anıtı, Şanzelize Bulvarı, Notre Dame Katedrali, Louvre Müzesi... Hangisinden başlayacağınıza karar vermek bir dert, hepsini ziyaret süreniz içine sığdırabilmek bir başka dert. Hele ki vakit sıkıntınız varsa bu muhteşem yerlerin birinden feragat etmek zorunda kalabilirsiniz. 

Bu yazımda, Paris'in en önemli duraklarından biri olan Louvre Müzesi için ultra-hızlı bir ziyaret planı önereceğim sizlere. Umulur ki bu rota, hem vakit darlığı olanlara bir yardım; hem de 35 binden fazla yapıtın sergilendiği Louvre'da eserler arasında kaybolmamak için ziyaretçilere bir rehber niteliğinde olur.

Aşağıdaki rotayı izlediğinizde müzenin en önemli 9 başyapıtını görmüş olacak; eş dost sohbetlerinde konusu açıldığında rahatlıkla "ben de gördüm!" diyebileceksiniz.


00. Giriş


Louvre Müzesi devasa bir yer olduğu için girişi de çıkışı da oldukça zor. Özellikle yön duygunuz güçlü değilse, müze içinde kolayca kaybolmanız olası. Gezi güzergâhımızın ilk durağına gitmek için biraz zahmet çekeceğiz...

Meşhur Cam Piramit'ten girdiğinizde, tabelalardan bakarak doğruca Sully tarafına yönelin. Yürüyen merdivenlerin çevresinden dolaşıp sağ tarafınızda kalan D veya E kodlu asansörlere binin. "Mezzanine-accès aux collections" katında inin. Sully tarafına girip, "Louvre Médiéval" (Orta Çağ) bölümüne doğru yürüyün. Buranın girişinde sola dönün ve G kodlu asansöre binip 1. katta inin. İnince sağa dönün, aynı katta Salle des Bronzes'a (Tunç Salonu) girin. Doğruca 74. Oda'ya geçin. Odanın çıkışında, sağdaki C kodlu asansörleri göreceksiniz. Binin ve zemin katta "Antiquités grecques" (Antik Yunan) bölümünde inin. Rotamızın ilk yapıtı Venus de Milo (Miloslu Venüs) işte bu bölümde, 7. Oda'da bulunuyor. 


01. Vénus de Milo (Miloslu Venüs)

İ.Ö. 100'lü yıllara tarihlenen Venus de Milo heykeli, hem müzenin, hem de dünyanın en ünlü heykellerinden biri. Antik Yunan heykelciliğinin en güzel örneklerinden biri. Aşk tanrıçası Afrodit'in (Roma'da Venüs) heykeli mi değil mi, kesin bir bilgi yok. 203 cm yüksekliğindeki mermer heykel, 1820 yılında Yunanistan'ın Milos Adası'nda bulunduğu için böyle adlandırılıyor. Her nasılsa vakti zamanında Fransa krallarından 18. Louis tarafından Paris'e getirilmiş ve Louvre'da sergilenmeye başlamış. Büyüleyici heykele bakarken şimdi var olmayan o kolları "acaba nasıl duruyordu?" diye düşünmeden edemiyor insan...

Miloslu Venüs
Bir sonraki yapıta gidiş: C kodlu asansöre yeniden binin ve 1. kata çıkın. Sola dönün, yuvarlak bir alana geleceksiniz, buradan yine sola dönün. Galerie d'Apollon'u (Apollon Galerisi) göreceksiniz. İçeri girin. Çevrenize bakınıp duvarlardaki eserlerin keyfini sürerken odanın bitimine ulaşacaksınız. Buradaki kapıdan Salon Carré'ye (Dörtgen Salon) geçiş yapın. Burayı da doğruca geçerek Grande Galerie'ye (Büyük Galeri) girin. "Diana chasseresse" (Avcı Diana) heykelinin hizasına geldiğinizde sağa dönün. Mona Lisa tam önünüzde size gülümsüyor olacak.

02. La Giaconda (Mona Lisa)

Tüm zamanların gelmiş geçmiş en ünlü tablosu olan Mona Lisa'ya İtalyanlar La Giaconda, Fransızlar ise La Jaconde diyorlar. Leonardo da Vinci'nin bu ünlü eseri aslında 77 x 53 cm boyutlarında oldukça küçük bir çalışma. 1518 yılında, yapıldıktan kısa bir süre sonra dönemim Fransa kralı 1. Fransuva tarafından alınmış. 20. yy'a gelene dek, deyim yerindeyse kıyıda köşede kalmış bir eser olarak sergilenmiş. Tabloyu bugünkü ününe kavuşturan, yaşadığı maceralar olmuş. Özellikle 1911 yılında çalınmasıyla tüm dünyada duyulmuş.
Da Vinci'nin gölge ve ışık oyunları kullanarak göz kamaştırıcı, hatta sihirli bir görünüm verdiği bu çalışmanın sanatsal değeri zaten tartışılmaz. Ama dünyanın en çok ziyaret edilen, en çok hakkında konuşulan, yazılan, çizilen, en çok kopyalanan, üzerine en çok kitap yazılan bu tablosu, sanatsal yönünden ziyade artık şehir efsanesi halini alan spekülasyonlarla biliniyor. 

Tablonun baştan aşağı gizli simgelerle dolu olduğunu söyleyenlerden tutun da, tablodaki kadının -ki bunun aslında bir 'erkek' olduğunu söyleyen bile var!- gerçek kimliğine kadar pek çok konuda dedikodular dolaşıyor. Fakat bu mütevazı tablodaki kişi büyük olasılıkla Floransalı bir soylunun eşi ve 1503 ile 1507 yılları arasında yapılmış.


Müzenin en çok ziyaret edilen bu nadide eseri, diğer tabloların aksine açıkta değil; yüksek güvenlikli bir cam kabinin içinde sergileniyor ve önüne çekilen bir korkulukla ziyaretçilerin gereğinden fazla yaklaşması engelleniyor. Başında her daim bir güvenlik görevlisinin beklediği tablonun önünü boş bulmak imkânsız gibi... Bir ziyaretçinin kafasına ya da omzuna takılmadan tablonun fotoğrafını çekmek tümüyle şans işi.



Mona Lisa

Bir sonraki yapıta gidiş: Mona Lisa'yla vedalaşın ve yavaşça arkanıza dönün. İşte şimdi Paolo Veronese'nin "Kana'daki Düğün" adlı tablosunun keyfini çıkarabilirsiniz.

03. Les Noces de Cana (Kana'daki Düğün)


660 x 990 cm boyutlarındaki bu devasa tablo, Louvre Müzesi'ndeki en büyük yapıt olma özelliğini taşıyor. Bir zamanlar Venedik'teki San Giorgio Maggiore Manastırı'nın duvarlarını süslerken Napoléon Bonaparte tarafından Paris'e kaçırılmış. Ünlü İtalyan ressam Paolo Veronese'nin Hz. İsa'nın ilk mucizesini betimlediği tablonun konusu ve özellikleri kısaca şöyle: İsa peygamber İncil'de anlatılan kıssalardan birine göre Kana adında bir kasabada düğüne katılır. Düğün yemeği sırasında şarap biter. Hz. İsa da peygamberlik mucizesi olarak duru suyu şaraba dönüştürür ve düğündeki herkese yetecek kadar şarap ortaya çıkar.

Tablodaki ayrıntılar da oldukça ilginç. Olaylar günümüzden neredeyse iki binyıl önce gerçekleşmiş olsa da, sanatçı olayı kendi yaşadığı döneme uyarlamış. Hz. İsa sanki 1560'lı yıllarda Venedik'e gelmiştir. Düğüne katılan insanların giysileri o dönemin modasını en ince ayrıntısına dek yansıtılıyor. Arka plandaki yapıların dokusu ise o dönem Venedik'iyle birebir örtüşmekte. Düğündeki davetlilerin kimlikleri de bir o kadar ilgi çekici. Dönemin tüm Avrupa hükümdarları yemek masasına yerini almış durumda. Dikkatli bakıldığında Doğulu giysiler giymiş olan iki davetlinin varlığını göreceksiniz. Sıkı durun, bu iki kişi, Osmanlı İmparatoru Kanuni Sultan Süleyman ve dönemin kaptanıderyası Sokollu Mehmet Paşa!


Kana'daki Düğün

Bir sonraki yapıta gidiş: Mona Lisa'y geri dönün ve tablonun sağından geçerek odanın çıkışına doğru gidin. Titian ve Tintoretto'nun eserleriyle gözlerinizi şenlendireceksiniz. Fransız Resimlerinin sergilendiği 74. Oda'ya girin. Sağ tarafınızda kalan kırmızılı bölüme geçin ve hemen sol tarafta bir sonraki yapıtımız olan "Napolyon ve İmparatoriçe Jozefin'in Taç Giyme Töreni" adlı tabloyu keşfedin.

04. Le Sacre Napoléon et la Couronnement de l'Impératrice Joséphine (Napolyon ve İmparatoriçe Jozefin'in Taç Giyme Töreni)

Bu eser de, Louvre Müzesi'nin 629 cm x 979 cm boyutundaki bir diğer devasa tablosu. Bu yapıtı tamamlamak Jacques-Louis David'in 3 yılına mal olmuş. Nopolyon'un özel ısmarlaması üzerine yapılmış. Tablo, 2 Aralık 1804 tarihinde Notre Dame Katedrali'nde düzenlenen taç giyme töreninde Napolyon'un eşi Joséphine de Beauharnais'ye taç giydirdiği anı betimlemekte.

Napolyon ve İmparatoriçe Jozefin'in Taç Giyme Töreni

Bir sonraki yapıta gidiş: Bu tablonun hemen karşısındaki duvarda yine David'in ünlü yapıtlarından biri, "Horas Kardeşlerin Yemini" adlı çalışma bulunuyor. Ama önce Semadirekli Nike'nin kanatlı heykeline bir göz atın!

05. Victoire de Samothrace (Semadirek Zaferi / Semadirekli Nike)


Rotamız üzerindeki ikinci heykel, Yunan mitolojisine göre zafer tanrıçası olan Nike'nin MÖ 3. yüzyıldan kalma mermer heykelidir. Bir zamanlar Semadirek Adası'ndaki bir tapınakta yer alan heykel olasılıkla bir depremde zarar görüp zamanla unutularak toprak altında yitmiş; parçaları 1863 yılında keşfedilerek birleştirilmiş. 328 cm yüksekliğindeki heykel 1884 yılından beri burada sergilenmekteymiş. Fakat bulunan parçaların arasında kol ve baş kısımları çıkmadığı için bugün heykel başsız ve kolsuz bir biçimde sergileniyor. Sağ kanadı da, özel malzemeler kullanılarak sol kanadın birebir kopyası olarak restorasyon çalışması sırasında heykele sonradan eklenmiş.

Semadirekli Nike


Bir sonraki yapıta gidiş: Bu değerli Yunan heykelini bırakıp demin sözünü ettiğimiz David eseriyle rotanızı sürdürebilirsiniz.


06. Le Serment des Horaces (Horas Kardeşlerin Yemini)

Saray ressamı olan Jacques-Louis David'e ısmarlama üzerine çizdirilen bu resim 1784 yılında tamamlanmış ve o gün bu gündür Louvre'da sergileniyor. 330 x 425 cm boyutlarındaki yağlıboya tablo üçüz Horas kardeşlerin Alba kentinde bir düelloda onurluca savaşmak üzere babalarının önünde ant içmesini betimliyor.

Horas Kardeşlerin Yemini
Bir sonraki yapıta gidiş: Bulunduğunuz odanın girişine geri dönün. İki kapının arasındaki duvarda Jean-Auguste Dominique'in "La Grande Odalisque" (Büyük Odalık) adlı yapıtı size merhaba diyecek.

07. La Grande Odalisque (Büyük Odalık)

1814 yılında, Napolyon'un kızkardeşi Caroline Murat'nın siparişi üzerine Jean Auguste Dominique Ingres tarafından yapılan bu yağlıboya tablo 90 x 162 cm boyutlarında. Eserde bir odalık betimleniyor. Yapıt canlı renkleriyle dikkat çekse de, sanat tarihçileri neden bu tabloyu başyapıtlar listesine dâhil ediyor, ben şahsen anlamadım. Tablodaki kadın ilk bakışta orantısız vücut hatlarıyla dikkat çekiyor. Küçücük bir başı, kocaman kalçaları ve upuzun bir gövdesiyle bu odalığın, güzel bir hanım olduğu söylenemez hani!

Büyük Odalık

Bir sonraki yapıta gidiş: 75. Oda'dan çıkın ve hemen sağda bulunan 77. Oda'ya girin. Romantik ressamların eserlerinin sergilendiği bu alanda, solunuzdaki duvarda Théodore Géricault.'nun Medusa'nın Salı adlı çalışmasını bulacaksınız. 

08. Le Radeau de la Méduse (Medusa'nın Salı)
Fransız ressam Théodore Géricault'nun 1818-1819 yılları arasında çizdiği 491 x 716 cm boyutlarındaki yağlıboya tablo Fransız romantizm akımının en önemli yapıtlarından biri olarak değerlendiriliyormuş. Tabloda anlatılan konu, gerçek bir olayı betimliyor. Ressam, 1816 yılında Moritanya açıklarında sulara gömülen Fransız fırkateyni Medusa'dan kurtulan bir görgü tanığının anlattıklarından yola çıkarak yapmış bu tabloyu. Kazadan sağ kurtulanlar açıkdenizde günlerce bir salın üzerinde sürüklenmişler ve ancak günler sonra perişan bir durumdayken kurtarılmışlar.


Medusa'nın Salı

Bir sonraki yapıta gidiş: 74. Oda'ya geri dönün. K veya L kodlu asansörlerden birine binin ve önerilen rotayı tamamlamak için zemin katta inin. İndikten sonra sağa doğru yürüyün ve M kodlu asansöre binip zemin kata, İtalyan Heykelleri bölümüne inin. Burada, galerinin en uç kısmında Michelangelo'nun büyüleyici "Köle" heykellerini bulacaksınız.

09. L'Esclave rebelle - L'Esclave mourant (İsyancı Köle ve Ölmekte Olan Köle)

Michelangelo'nun İtalya dışında bulunan az sayıdaki yapıtından ikisi burada, Louvre Müzesi'nin İtalyan Heykelleri bölümünde yer alıyor. Heykeller, Floransalı Roberto Strozzi tarafından Michelangelo'dan bizzat satın alınmış ve dönemin Fransız kralına armağan edilmiş. Aslında bu heykeller Papa 2. Julius'un anıtmezarını süslemek için ısmarlanmışsa da, Papa'ya daha mütevazı bir mezar yapılmasına karar verilmiş ve bu heykeller açıkta kalmış.

Zaten özellikle İsyancı Köle'nin üstündeki alet darbelerine bakıldığında, heykelin henüz tamamlanmamış olduğu anlaşılıyor. Heykelin arka cephede kalan elinin de henüz yontulmadığı açıkça görülüyor. Buna rağmen yaklaşık 2,5 metre yüksekliğindeki heykeller oldukça etkileyici.


Ölmekte Olan Köle

***

Bu yazı Louvre Müzesi Gezi Rehberi yazı dizisinin bir parçasıdır. Louvre Müzesi ile ilgili daha fazla bilgi için bağlantıya tıklayabilirsiniz. 

Louvre Müzesi

Louvre Müzesi'nin simgesi Mona Lisa
Paris'teki Louvre Müzesi, her yıl arka arkaya dünyanın en çok ziyaret edilen müzesi unvanını alıyor. Evsahipliği yaptığı paha biçilmez başyapıtlara bakılırsa, bunu sonuna kadar hak ettiğini söyleyebiliriz.

Aslen bir saray olan Louvre Müzesi'nin binasının temelleri 12. yüzyılda atılmış. O günden bugüne eklentilerle genişletilerek bugünkü durumunu almış. Bina 1682 yılına dek Fransız krallarının ikâmetgâhı olarak kullanılmış. 14. Louis'nin Versay Sarayı'na taşınmasıyla birlikte saraylık sanını yitirmiş ama bina o günden bu yana kraliyetin -bugün artık çağdaş Fransa'nın- sahip olduğu sanat eserlerinin sergilenme yeri olarak kullanılıyor. Müzedeki eşsiz koleksiyonu her yıl ortalama 8 ilâ 9 milyon kişi ziyaret ediyor. Louvre Müzesi 2012 yılında 9,7 milyon ziyaretçi ağırlayarak tüm zamanların rekorunu kırmıştı. 

Birbiriyle bağlantılı üç ana binada, toplam 60,600 metrekarelik bir alanda, yaklaşık 35.000 sanat eserini bünyesinde barındıran Louvre, başlı başına bir dünya. Yalnızca Louvre Müzesi'ni görmek için Paris'e gelen gezgin ve sanatseverler bile var. Hani sık sık kullandığımız "bilmemne müzesini gezmeye 1 gün yetmez" lafı var ya; Louvre Müzesi'ni hakkıyla gezebilmek için belki 1 ay bile yetmez! 

İşte bu nedenle sevgili okurlarım, bu yazıda sizler için kısa ve özlü bir Louvre Müzesi Rehberi oluşturmaya çalıştım. Yazının gereksiz uzun görünmemesi ve derli toplu olması için bölümlere ayırmaya karar verdim. Aşağıdaki bağlantılara tıklayarak bilgi edinmek istediğiniz konuyla ilgili yazıya ulaşabilirsiniz. 



20 Temmuz 2014 Pazar

Erotizm Müzesi


Ziyaretçilerin dikkatine


Paris Erotizm Müzesi, 2016 yılı mayıs ayında kalıcı olarak kapılarını kapadı. Müze sahipleri, müzenin kapanışına gerekçe olarak son yıllarda ziyaretçi sayısının çok düşmüş olmasını ve buna karşılık artan kira fiyatlarını gösterdi. Müzede bulunan 2000'i aşkın yapıt, açık artırmayla satıldı. Bu satışlardan 30 milyon avroyu aşkın gelir elde edildi. Siz Erotizm Müzesi'ni kapanmadan gören şanlı azınlıktan mısınız?   

Müzenin dışarıdan görünümü
Sayfamda yayınlayacağım 50. yazı için çok özel bir yer seçtim değerli okurlarım. Bu yazıda, varlığını duyunca kulaklarıma inanamadığım, gidip görene dek gerçekliğinden emin olamadığım, gezmeyi ise şaşkınlık, utanç ve kahkahalar eşliğinde tamamladığım Erotizm Müzesi’ni anlatacağım!

Paris’teki Erotizm Müzesi (Musée de l’Erotisme) aslında dünyanın çeşitli ülkelerinde örnekleri bulunan seks müzelerinden yalnızca biriymiş. O vakitler yeni öğrenmiş olmam, benim şahsî cehaletim… 2012’yi, 2013’e bağlayan yılbaşını Paris’te geçirmek için ben ve arkadaşlarım P.Y., B.S. ve M.B. Paris’e gitmiştik. Adlarını veremiyorum, çünkü belki de bu rezilliğin ifşa edilmesini istemezler :)

Zaten her birimiz daha önce defalarca Paris’i gezdiğimizden ve Paris’i oldukça iyi bildiğimizden, bu ziyaretimizde daha ziyade kafelere takılıyor, mağazaları geziyorduk. O günümüzü Montmartre dedikleri semtte, meşhur Amélie filminin çekildiği kafeye gitmeye ayırmıştık. Kafenin ardından sokaklarda, caddelerde boş boş dolaşmaya yine devam ettik. Derken Paris’in bir diğer ünlü semtine, Moulin Rouge’un bulunduğu Pigalle’e geldik.

Pigalle'in simgelerinden Moulin Rouge (Kırmızı Değirmen)
Bilen bilir, burası Paris’in en serbest bölgelerinden biridir. Moulin Rouge ve türevi onlarca kabarede yetişkinlere yönelik erotik danslar, gösteriler yapılır. Cadde üstünde sıralanmış sayısız sex-shop’u saymıyorum bile. Duyan da her Paris’e geldiğimde bu semtte sabahlıyorum sanacak ama alakası yok! :) işte böyle bir semtte, daha önce hiç dikkatimi çekmeyen bir bina yer alıyormuş Erotizm Müzesi…

Tabelası görülüp, ilk ziyaret fikri ortaya atılınca herkes sustu, “bilmem ki nasıl olur” diyen gözlerle birbirine baktı. Kızlı-erkekli bir grubun bir seks müzesi gezmesinin Türkiye’de yaratacağı etkiyi hayal edebiliyor musunuz? :) Bizler iyi yetiştirilmiş, helâl süt emmiş, mazbut birer aile çocuğu olduğumuz için, fikir birliği sağlandığında, yine de çekine çekine içeri girdik. 

Paris Erotizm Müzesi, 18. Arondisman’da, Pigalle semti, Clichy Bulvarı (Boulevard de Clichy) Numara 72’de bulunuyor. Hemen önünde bir metro istasyonu var. 2 numaralı (maviyle simgelenen) metro hattına binerek “Blanche” istasyonunda inebilirsiniz. 12 numaralı hattın (koyu yeşil) Pigalle durağını da kullanabilirsiniz. 5 dakikalık bir yürüme mesafesi var.

Müzeye giriş, öğrenciler ve 25 yaş altı için 6 avro, tam 10 avro olarak ücretlendirilmiş.  Haftanın her günü, sabah 10.00’dan gece 02.00’ye değin kapıları açık. Müze 7 katlı bir binanın tamamını kaplıyor ve cinsellik temalı her türlü sanat eserinden örnekler barındırıyor. Geçici sergilere de evsahipliği yapan müzenin koleksiyonunda en önemli bölümü dinsel eserler tutuyor. Afrika, Hint ve Japon kültürlerinden onlarca kutsal heykel, idol, oyma ve çizim, ziyaretçilerini bekliyor. Tabii çağdaş sanatçıların eserleri de unutulmamış. Gerçi çağdaş sanatçılar eserlerinde dozu biraz kaçırmışlar tabii. Oluşturdukları yapıtlar bazen düpedüz pornografiye giriyor. Antik eserlerin saflığı ve şirinliğini bunlarda bulmak güç.

Müzenin kalıcı koleksiyonu içinde farklı kültür ve milletlerden toplanan yaklaşık 2000 antik ve çağdaş eser var. Bazıları gerçekten hayalgücünün sınırlarını zorlayan türden. Kimi yerde şaşkınlıktan ağzım açık kalırken, kimi yerlerde kahkalarıma engel olamadım. İnsanoğlunun en zayıf noktasının cinsellik olduğundan, bu müzeyi ziyaretim sırasında kesinkes emin oldum.

Şu katta şu var, bu katta bu var diye uzun uzadıya anlatmayacağım. Örnek olması açısından fotoğraf eklemekle yetineceğim. İlginizi çekerse, Paris’e gittiğinizde bir uğrayıverirsiniz artık :) Siz dünyadaki herhangi bir seks müzesini gezdiniz mi? Böyle yerler hakkında ne düşünüyorsunuz? Yorum bırakmaktan çekinmeyin!

Not: Müzenin kendi sitesi şu http://www.musee-erotisme.com/en/

Müzenin içinden masum kareler
Müzenin içinden masum kareler
Müzenin içinden masum kareler
Pinokyo niyeti bozduğunda :)
Afrika sanatından örnekler
Çok uzaklardan değil, bizim buralardan birkaç örnek. Yunan sanatı
Öhöm...
Çekçe olduğunu sandığım birkaç münasebetsiz boyama
Afrika kabilelerinden birkaç örnek daha
Bu sandalye pek de rahat olmasa gerek... 
"Minik" ahlâksızlıklar... 
Beni benden alan, beni kahkahalara boğan sandalye tasarımı

Tarihte çekilen en erken pornografik fotoğraflar
Bir parça çağdaş sanat
Afrika sanatından birkaç parça daha
Son olarak biraz da Hint sanatı