Ukrayna halkı çok dindar ve çok fazla kilise var |
Söyleyebileceğim en önemli şey Ukraynalıların bugüne dek
gördüğüm en dindar halklardan biri olması. Günün neredeyse her saati
kiliselerde ibadet eden insanlar görebilirsiniz. Hele ki ayin saatlerinde
kiliselere girmek bile imkânsız; o derece kalabalık! Genelde dindar bilinen
Avrupa ülkelerinde kilise cemaati orta yaş ve üzeri kişilerden oluşur.
Ukrayna’da ise gençler bile kiliseleri dolduruyor. Her şehirde adımbaşı kilise
var desem abartmış olmam. Kilise gezmekten bir ara başka şeylere fırsat
kalmayacağını düşündüm ve bir yerden sonra kiliseleri ziyaret etmeyi bıraktım.
Yanyana 2-3 farklı kilise olur mu!? Olmaz demeyin Ukrayna’da oluyor işte!
Ortodokslar genelde kiliselerini capcanlı renklere boyuyor. Katoliklerse daha
Avrupaî tarzda kiliseler inşa ediyor. Ukrayna halkı öylesine karışık ki bu dinî
hayata da yansımış. Ülkede Ermeniler, Gürcüler, Lehler, Litvanyalılar,
Rumenler, Yunanlar birarada olunca her cemaat kendi kilisesini inşa etmiş.
Ayinler kiliseyi kuran topluluğun diline göre, yapılarsa onların mimari
kültürüne göre yapılıyor.
Kiev’de bir cami de var ama tarihî bir önemi yok. 90’larda
inşa edilmiş. Ukrayna’da Kırım dışında kaydadeğer oranda bir Müslüman nüfus
yaşamıyor zaten.
Taras Şevçenko Ukrayna'nın ulusal kahramanı |
Bir de Ukrayna tarihine damgalarını vurmuş önemli kişiler
var. Bunların başında Taras Şevçenko geliyor. Hem ressam hem yazar/ozan olan
Taras Şevçenko, kaleme aldığı eserlerle Ukrayna dilinin ve edebiyatının
kurucusu olarak anılıyor. Şevçenko’nun adı her şehirde en az bir meydan, cadde
ve parka verilmiş… Tanıdığım bir avuç Ukraynalının ikisinin adının Taras olması
da Taras adının ne denli yaygın olduğunu gösteriyordur sanırım.
Ukrayna’da adı her yere verilen diğer önemli kişiler
arasında Lesya Ukrainka, İvan Franko ve Prens Volodimir’i sayabilirim. Hatta
İvan Franko’nun adı bir şehre (İvano-Frankivsk) bile verilmiş. Düşünsenize bir
yazara o kadar değer veriyorsunuz ki bir şehrin adını değiştirip onun adını
veriyorsunuz… Mesela Türkiye’de Sabahattinali, Ahmethamditanpınar, Oğuzatay
diye şehirler olsa nasıl olurdu??? :)
Türklerin camiye çevirdiği bir kilisenin minaresi (Kamaniçe) |
Ukrayna şu an bizler için denizaşırı uzak bir ülke gibi
görünse de aslında bir zamanlar Ukrayna topraklarında bile Türk bayrağı
dalgalanmış. Kırım başta olmak üzere özellikle ülkenin güney kesimleri yıllarca
Türk egemenliğinde bulunmuş. Bugün Ukrayna’nın kaydadeğer kentlerinden olan Kamaniçe
(Kamyanets-Podilski), Kefe (Feodosya), Akyar (Sevastopol), Akmescit
(Simferopol), Hacıbey (Odessa), Çernivtsi ve Yalta gibi şehirlerin Türkçe
adlarının olması geçmişteki Türk egemenliğinin bugüne ulaşan en somut izleri.
Bu başlık altında değinebileceğim bir başka konu da, Ukrayna'daki yoğun kültür-sanat etkinlikleri. Sovyet düzeninin az sayıdaki güzel yanından biri de sanata ve sanatçıya verilen değerdir herhâlde. Ukrayna'nın hemen her şehrinde çok süslü opera ve tiyatro binaları var. Neredeyse her akşam bir etkinliğe evsahipliği yapan bu yerlerde yer bulmak hiç de kolay değil. Genç yaşlı her kesimden insan opera, tiyatro ve bale gösterileri için salonları dolduruyor.
Bir akşamımı ben de böyle bir etkinliğe ayırmaya karar verdim. Tiyatro ve operayı anlamayacaktım. Baleyi ise daha önce hiç izlememiştim. O nedenle sözsüz ve müzikli olduğu için bir bale gösterisine gitmeye karar verdim. Afiş tamamen Ukraynaca olduğu için gösteri başlayana dek konunun ve adının ne olduğunu anlamamıştım. Meğer Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler Balesi'ne bilet almışım. Allah'tan ki çocuk oyunu değildi :) En güzel balkonda, en ön sıraya, salonun en pahalı biletini aldım ve yalnızca 25 TL gibi bir fiyat ödedim. Ukrayna'ya giderseniz böyle bir gösteri izlemeden dönmeyin derim!
İlbav (Lviv) Operaevi |
Bir akşamımı ben de böyle bir etkinliğe ayırmaya karar verdim. Tiyatro ve operayı anlamayacaktım. Baleyi ise daha önce hiç izlememiştim. O nedenle sözsüz ve müzikli olduğu için bir bale gösterisine gitmeye karar verdim. Afiş tamamen Ukraynaca olduğu için gösteri başlayana dek konunun ve adının ne olduğunu anlamamıştım. Meğer Pamuk Prenses ve Yedi Cüceler Balesi'ne bilet almışım. Allah'tan ki çocuk oyunu değildi :) En güzel balkonda, en ön sıraya, salonun en pahalı biletini aldım ve yalnızca 25 TL gibi bir fiyat ödedim. Ukrayna'ya giderseniz böyle bir gösteri izlemeden dönmeyin derim!
***
Bu yazı, Ukrayna'ya gideceklere tavsiyeler adlı yazı dizisinin bir parçasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder