Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu

17 Eylül 2016 Cumartesi

Doha

Souq Waqif'ta bir Katar bayrağı
Katar'ın başkenti Doha'nın dünyanın önde gelen turizm merkezlerinden biri olduğunu söyleyemeyiz elbette. Fakat yine de Doha, özellikle seyahat ve ekonomiyle ilgilenenlerin adını çok daha sık duymaya başladığı bir şehir oldu.

Basra Körfezi kıyılarında yer alan Bahreyn, Kuveyt, Birleşik Arap Emirlikleri gibi diğer küçük Arap devletleri petrol gelirleriyle büyük bir atılım yaparken, Katar'ın yerinde sayması beklenemezdi. Nitekim Katar şimdilerde, BAE'den sonra yatırımcıların ve iş arayanların iştahını en çok kabartan ülke. 2,2 milyonluk nüfusu olan Katar'da, toplumun yalnızca 200 bin kadarı Katarlı Arap. Geri kalan yaklaşık 2 milyon kişi, göçmen olarak gelip ülkede çalışanlardan oluşuyor.

Paranın, çok paranın getirdiği değişim dolayısıyla çok hızlı olmuş. Geleneksel ve eskiye dair ne varsa, yerini gökdelenler, geniş caddeler almış. Önceleri Basra Körfezi'nden inci toplayıcılığı yaparak ayakta duran ülke, artık dünya piyasalarında ve politikasında söz sahibi bir devlet olmuş durumda. Politikayla ilgili olanlar gayet iyi bilir ki, Orta Doğu politikası sözkonusu olduğunda Katar Devleti, her zaman her icraatıyla Türkiye ile aynı safta ve Türkiye'yi destekler konumda bulundu. Son dönemde Katar'ın diğer Körfez ülkeleriyle yaşadığı kriz, iki ülkeyi daha da yakınlaştırdı.

Ambargolar ve siyasi gerilim nedeniyle ülkede hizmet sektöründe çalışan Batılı yabancılar ürkerek teker teker Katar'ı terk ettiği için Katar'da nitelikli ve deneyimli çalışan açığı oldukça artmış. Eğer yurtdışında çalışma fikrine uzak değilseniz, Katar'da faaliyet gösteren firmaları yakın takibe almanızda yarar var!

West Bay, Doha
Fakat politikaya fazla dalmadan, aslî amacımız olan, işin turistik yönüne yavaştan girişelim. Dediğim gibi Doha, ne yazık ki tarih turizmi sevenleri düşkırıklığına uğratacak bir kent. Zaten ziyaretçi kitlesini hususi gidenler değil, Doha üzerinden aktarmalı uçuş gerçekleştirecek transit uçak yolcuları oluşturuyor. Yeri gelmişken, Katar Havayolları'nın (Qatar Airways) dünyanın en önde gelen havayolu şirketlerinden olduğunu bir kez daha hatırlatalım. Özellikle Avrupa ile uzak Asya ülkeleri arasında bir köprü oluşturan Katar Havayolları ciddi gelirler elde ediyor. Türkiye'de İstanbul Atatürk, İstanbul Sabiha Gökçen ve Ankara Esenboğa havalimanlarına doğrudan uçuş gerçekleştirmesine bakılırsa Türkiye şirketin gözbebeklerinden biri.

Aktarmalı uçuşları arasında uzun bekleme süreleri olan yolcular ister bireysel olarak, ister şirketlerin sunduğu paket turları satın alarak Katar'ın başkenti Doha'yı keşfedebilirler. Ben azınlıkta olan gruptayım. 2 günlük bir boşluk bulup Doha'yı hususi ziyaret ettim.

Katar, Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlarına vize uygulamıyor. Türkiye-Katar arasındaki bilet fiyatları da Katar Havayolları, THY, Pegasus ve AtlasGlobal'in tatlı rekabeti nedeniyle zaman zaman çok ucuz olabiliyor. Ben Doha'ya Abu Dabi gezim öncesinde, 2 günlüğüne, Etihad Havayolları ile uçmuştum.

Doha Hamad Havalimanı

Doha Hamad Havalimanı'nın maskotu ayıcık
Doha'nın belki de en ünlü yönü şehir merkezinden ziyade havalimanı. Üçlü kodu DOH olan Doha Hamad Uluslararası Havalimanı, Skytrax değerlendirmelerinde 2016 yılında Ortadoğu'nun en iyi havalimanı, en iyi havalimanı personeli, dünyanın en iyi 10 havalimanından biri gibi ödüller alarak havacılık ve turizm sektöründe adından sıkça söz ettirdi. Havalimanı'nın bu özelliklerinin yanında bir de çok meşhur maskotu var ki Doha Hamad Havalimanı'na gidip onunla fotoğraf çektirmeden döneni dövmek gerekir!

Havalimanının simgesi hâline gelen masa lambası biçimli bu dev ayıcık, İsviçreli sanatçı Urs Fischer tarafından çoçukluğunda sahip olduğu bir oyuncak ayıcıktan esinlenerek tasarlanmış. 7 metre yüksekliğinde ve 20 ton ağırlığında olan bu "ayıcık" bir süre New York'ta bir bina önünde açıkhavada sergilenmiş. Daha sonra Katar Kraliyet ailesinin bir bireyince açıkartırmada satın alınarak Katar'a getirilmiş ve havalimanına armağan edilmiş.

Şehir merkezine ulaşım

Tüm petrol ülkelerinde olduğu gibi akaryakıtın ucuzluğu özel aracı olmayan herkesi taksi kullanmaya özendiriyor. Nitekim Doha'da toplutaşıma ağı çok da gelişmiş değil. Hâlihazırda kentte metro ya da tramvay gibi bir raylı sistem yok. Bu eksiklik ağır biçimde hissediliyor olacak ki, üç ayrı metro hattı eşzamanlı olarak inşa edilmekte. Metro hatlarından biri havalimanına da uğrayacak ve buradan eski şehir merkezine ve West Bay denen, şehrin çağdaş merkezine ulaşılabilecek. Metro hatlarının 2019'da kullanıma girmesi öngörülüyor.

Şimdilik Hamad Havalimanı'na varanlar şehir merkezine gitmek için iki seçeneğe sahip. Ya taksi tutacaksınız ya da otobüslere bineceksiniz. Taksilerin ucuz olduğunu söylemiştim. Ne kadar verdiğimizi tam hatırlamamakla birlikte 40-45 riyal gibi bir ücret olmalı. Taksilerde gece-gündüz tarifesi var. Gece 22.00 ile sabah 06.00 arasında gece tarifesi işliyor. Ayrıca minimum tutar sınırı var. Yanılmıyorsam tutar ve mesafe ne olursa olsun, örneğin gittiğiniz yer 7,5 riyal tutsa bile 10 riyal ödemek zorundasınız. Taksiciler genelde göçmenlerden oluşuyor ve hepsi yabancıları kazıklamak için fırsat kolluyor. Taksimetre açmamak ve indiğinizde sizden fahiş bir fiyat istemek en çok kullandıkları yöntem. Başımıza geldi. Gidişte ne ödediğimizi bildiğimiz için biraz kavgayla aynı miktarı ödedik ve indik. Polise şikâyet ettiğimizde ise polis bizimle alay etti. "O anda taksimetrede 0 riyal yazıyorsa ödemeniz gereken 0 riyaldir, hiçbir şey yapamazdı" diyerek güldü ve "dikkatli olun, gelecek sefer plaka almayı unutmayın" dedi.

Havalimanından şehir merkezine gelmek için ikinci seçenek, dediğim gibi otobüs. Şehrin iki farklı bölgesine giden, iki farklı otobüs hattı var. Geliş terminalinden çıktığınızda sağınızda otobüs duraklarını göreceksiniz. 109 ve 747 numaralı otobüslere binebilmek için Karwa Kart adı verilen akıllı biletlerden almanız gerekiyor. Otobüs sürücüsünden almak mümkün. 1 gün içinde 2 kullanımlık kart 10 riyal; 1 gün içinde sınırsız kullanımlık kart 20 riyal. 2016 yılı itibarıyla riyal ve (Türk Lirası hemen hemen aynı değerde)

Otelinize ya da ziyaret edeceğiniz yerlere giden otobüs hattının hangisi olduğunu ister geziniz öncesi internet haritalarından bakarak; ister orada sürücülerden yardım isteyerek bulabilirsiniz. Fakat büyük olasılıkla bineceğiniz otobüs 109 numaralı olan olacak çünkü şehrin tarihî ve merkezi yerlerine en yakından geçen otobüs o.

Görülecek yerler

Souq Waqif

Souq Waqif kumaşçıları
Doha gezimden en çok aklımda kalan yer Souq Waqif oldu diyebilirim. Geleneksel Orta Doğu çarşı-pazar konseptine sahip olan Souq Waqif içinde yer yer tarihî binalar olsa da pek çoğu daha sonradan geleneksel mimariyle yapılmış yeni binalar. Bu yenilik bölgenin atmosferine birazcık yapaylık katsa da geneli bozmuyor ve ziyaretçileri etkilemeyi sürdürüyor. Çarşının sokakları iş kollarına göre kabaca sınıflaşmış diyebilirim. Kumaşçılar, bakırcılar, hediyelik eşyacılar, giyim kuşamcılar sokak sokak öbeklenmiş. Kimi sokaklarda restoran ve kafeler yoğunlaşıyor. Karnınızı doyurmak ve hediyelik eşya almak için gelmeniz gereken yer burası. Katar'a dair görebileceğiniz tek geleneksel yer burası. Bunun dışında aşırı çağdaş mimari, düzen ve intizamdan sıkılacaksınız.

Souq Waqif özellikle akşamüstleri tıklım tıklım

El Kut (Al Koot) Kalesi

Şu an çevresindeki metro yapım çalışmaları nedeniyle ziyarete kapalı olsa da El Kut Kalesi Katar'daki bir avuç Türk-Osmanlı eserinden biri. 1880 yılında yapılmış ve ilk yapıldığında şehir merkezi dışında kalıyormuş. Fakat şimdilerde Souq Waqif'in yanı başında bulunuyor. Ziyarete kapalı olsa da önünde fotoğraf çektirebilir, buralarda bile bir ata yadigârı görmekle övünebilirsiniz.

Osmanlı yadigârı El Kut Kalesi

Müzeler

Korniş (Corniche) denen meşhur sahilyolunun başlangıç noktasında yer alan Katar İslami Sanatlar Müzesi (İngilizce kaynaklarda Museum of Islamic Art - MIA olarak geçiyor) Katar'ın şimdilik en iyi müzesi hiç kuşkusuz. Arap, Türk ve İran kültürlerinden toplanmış zengin bir koleksiyona sahip olan müzede özellikle Selçuklu ve Osmanlı eserlerini görünce çok heyecanlanmıştım. Para şu an su gibi akarken, böyle kültürel yatırımlar yapmayı akıl edebilmeleri çok güzel bir şey. Muhteşem bir müze binası tasarlamışlar. İster içten, ister dıştan bakın, mimarisi çok iyi. Eserlerin yanısıra binanın içinde ve çevresinde de bolca fotoğraf çekineceğinizden eminim.

El Rivak (Al Riwaq) Sergi Merkezi ise bu müzenin hemen yanında daha küçük ve yalın bir binada hizmet veriyor. Geçici sergilere evsahipliği yapan merkezde daha ziyade çağdaş sanat yapıtlarına yer veriliyor. Çağdaş sanat denen akımı çok sevmememe karşın burada pek sıkılmadım. Hatta epeyce beğenip fotoğrafladığım yapıtlar olmuştu.

Şimdiler de yapım aşamasında olan bir de Katar Ulusal Müzesi var. Şu an var olan müze binasının yanıbaşında yapılmakta olan bu yeni bina eskisinden çok daha geniş ve işlevli olacak. Bedevi-Arap kültüründen, çöl yaşantısına, körfez bölgesinin doğal yapısından petrol dönemi sonrası değişimlere dek uzanan geniş bir yelpazede eserler bu yeni müzede sergilenecek. Belki siz gittiğinizde müze açılmış olur. Mutlaka gidin. Müzeye çevrilen binalardansa, en başından müze olarak inşa edişmiş binaları gezmek her zaman büyük zevktir.

Son bir hatırlatma, yukarıda sözünü ettiğim müzelerin hepsine giriş ücretsizdi. Eminim bu yeni müze de ücretsiz olacaktır. Katar'a bir uçak biletiniz, bir de orada kalacak yeriniz varsa çok para harcamadan gerçekten her şeyi gezip görebilirsiniz.

Doha'da bu yukarıda değindiklerim dışında birkaç küçük müze daha var. Kimileri şehrin oldukça dışında, hatta ülkenin başka kasabalarında. El Vakra (Al Wakrah) Müzesi, El Hur (Al Khor) Müzesi, Şeyh Faysal Koleksiyonu  gibi yerlere eğer vaktiniz kalırsa ya da çok ilgiliyseniz gitmeyi düşünebilirisiniz.

Büyük Cami ve Saat Kulesi

Haritalarda "Grand Mosque" olarak bulacağınız ve aslen bizdeki "Ulu Cami"lerin birebir adaşı olan bu cami kentin ve aynı zamanda ülkenin en büyük ibadethanesi. Abu Dabi'nin Büyük Camisine karşın oldukça yalın bir mimariyle Vahhabî akımına uygun inşa edilmiş. Turistik olarak fazla bir şey sunduğunu söyleyemem. Cami binası ve önündeki saat kulesiyle ancak birkaç fotoğraf çekebilirsiniz.

Korniş (Corniche)

Doha Korniş
Bizim kordonboyu ya da rıhtım dediğimiz sahilyollarına bu bölgede Korniş deniyor. Abu Dabi ve Dubai'de olduğu gibi Doha'da da bir Korniş var. Doha Kornişi hilâl biçimli bir koyun çevresinde yer alıyor. Doha ya da Downtown (şehir merkezi) olarak geçen kısımdan başlayarak West Bay (Batı Koy) semtine kadar gidiyor. Gökdelenlerin sıralandığı geniş caddeler ve yürüyüş yolları bulunuyor. Akşam serinliğinin bastırdığı zamanlarda tüm halk buralarda yürüyüşe çıkıyor. Denizin esintisiyle birlikte Korniş'i boydan boya yürümek kaçırılmaması gereken bir Doha deneyimi. Yaklaşık 5 kilometrelik bir güzergâh. Hiç durmadan yaklaşık 1 saatte yürünebilir. Dinlenmelerle ve fotoğraf çekimi aralarıyla birlikte en fazla 2 saatte bitirirsiniz.  

Katara Kültür Köyü 

Katara Kültür Köyü'ndeki kuşevleri
İngilizce broşürlerde ve rehberlerde Katara Cultural Village adıyla rastlayacağınız bu yer, geleneksel Katar kültürünün ve Arap mimarisinin sergilenmesi için tasarlanmış yapay bir köy. İçinde sergi salonları, restoranlar, amfitiyatro ve dükkânlar bulunan köy, deniz kıyısında. Bazı bölümlerde halk plajına erişim olanağı var. Köy içinde golf araçlarıyla ücretsiz tur ve ulaşım sunuluyor. İş ki bu araçları yakalayabilin. Asıl durakları neresidir, nereden inilir binilir, biz bir türlü anlayamadık!

Köyün bence en güzel yeri Arap mimarisine göre yapılmış cami ve geleneksel kuşevleriydi. Tekli, ikiz ya da üçüz kuleler biçiminde inşa edilen kuşevleri günümüzde de kuşlar tarafından yuva edinilmiş. Önünde bolca fotoğraf çekinin, zira kuşevleri Katar'ın en önde gelen simgelerinden biri.

Katara Kültür Köyü şehir merkezine biraz uzak. Taksi dışında bir ulaşım seçeneği var mı bilmiyorum. Sizi köy girişinde bırakabilirler, köyün girişiyle ilgi çekici yerleri arasında oldukça yürüme mesafesi var. Cami önünde inmek istediğinizi söyleyebilirsiniz. Fakat dönüş taksisi için yeniden bu girişe gelmeniz gerekecek çünkü boş taksiler burada bekliyor.

Diğer görülesi yerler

Uluslararası otellerin teras ve havuzbaşı partileri
Doha'da bunlar dışında fazla görülecek bir yer yok ne yazık ki. The Pearl denen bölge yapay adalar üstüne inşa edilmiş ultra lüks konutlardan oluşuyor. Şehirdeki kimi ultra lüks oteller de bu bölgede yer alıyor. Özel plajlar ve alkollü içki servisi yapılan az sayıdaki restoran bu bölgedeki otellerin bünyesinde bulunuyor. Katar büyük bir yarımada olmasına, Doha'da deniz kıyısında konumlanmasına karşın ülkede deniz ve plaj kültürü fazla gelişmemiş. Özel plajlar dışında bikinili ve kısa şortlu denize girmek mümkün değil. Alkol tüketimine ise yalnızca uluslararası otel zincirlerinin restoran ve barlarında izin var. Biz "The Pearl" denen bu bölgeye gitmedik.

Bir de alışveriş tutkunları için şehirdeki AVM'lerden söz edelim. Ülkede batıdaki markaların pek çoğu faaliyet gösterse de, fiyatların pek uygun olduğu söylenemez. Hatta yer yer Türkiye'nin çok daha ucuz oldıuğunu söyleyebilirim. Biz yalnızca öğle sıcağında sığınmak ve bir şeyler içmek için kentin ilk alışveriş merkezi olan "The Mall"a girdik. Eski olduğu için pek etkilendiğimizi söyleyemem. Bunlar dışında dilerseniz West Bay bölgesindeki City Center Doha'ya gidebilirsiniz. Villaggio adlı AVM ise Venedik mimarisinden esinlenerek yapılmış, içinde yapay kanallar bulunan bir yer. 15 riyal karşılığında bu kanallarda gondollarla gezinti yapabilirsiniz. Ekonomik anlamda kârlı bir alışveriş yapamayacaksak günümüzü kapalı alanlarda geçirmenin bir anlamı yok diye düşündük ve hiçbirine gitmedik.

Son söz

Yazının en başında da söylediğim gibi, Katar turistik olarak ziyaretçilerine pek fazla bir şey sunmuyor. Ama yolu düşenin sıkılmadan, hoşça vakit geçirebileceği yönleri de yok değil. Her şeyin bir "sonradan görmelik" üzerine kurulu olduğunu yadsıyamam. Değişim çok hızlı ve hâlen sürmekte. Şehrin çeşitli yerlerinde gökdelen inşaatları, yeni yollar ve metrolar son hızla devam ediyor.

Fakat şimdilerde Abu Dabi ve Dubai'yi kasıp kavuran vahşi lüks tüketim henüz burayı etkisi altına fazla almamış. Yollarda ultra lüks arabalar olması gerektiği sayıda. Yerli halkı hâlâ sokaklarda, çarşıda pazarda görebiliyorsunuz. BAE'de olduğu gibi kendilerini soyutlamış, lüks konutlarına, pahalı restoran ve alışveriş merkezlerine hapsolmuş değiller. Bu yönüyle Katar'ın başkenti Doha'yı daha insanî, daha doğal buldum diyebilirim.

15 Mart 2016 Salı

Pisa

Pisa Kulesi ve katedrali
İtalya denince aklımıza ilk gelen görüntülerden biri olan şu ünlü eğik kuleye evsahipliği yapan Pisa'dayız... Pisa, İtalya'nın Toskana bölgesinde yer alan orta büyüklükte bir kent. İlginçtir, birkaç yüzyıl önce denize kıyısı olan, güçlü donanmasıyla nam salmış bu kent, içinden geçen Arno Irmağı'nın taşıdığı lığlarla (alüvyon) gitgide denizden uzaklaşmış ve bugün sudan 15 km uzakta bulunan bir kent olmuş.

Şehrin adının İtalyanca söylenişi "Piza" biçiminde. Türkçede de böyle söylüyoruz. Fakat çoğu kişinin sandığı gibi bu sözcüğün yediğimiz pizzayla herhangi bir ilgisi yok. Eğik kulesi dışında kaydadeğer herhangi bir özelliği olmayan bu kente gerçekleştirdiğim ziyaretin ayrıntılarını birazdan paylaşacağım. Ama öncelikle Pisa'ya nasıl gideriz ona bakalım...

İstanbul'dan Pisa'ya nasıl gidilir?


Genelde Floransa'ya gitmek isteyen seyahatseverlerin aktarma noktası olarak kullandığı Pisa'ya İstanbul'dan haftanın beş günü doğrudan uçuşlar bulunuyor. Toskana'nın en işlek havalimanı Pisa Galileo Galilei Havalimanı'na Türk Hava Yolları çarşamba ve perşembe günleri dışında her gün bir kez TK1399 sefer sayısıyla uçuyor. Eğer Pisa'ya Avrupa içinde bir noktadan uçacaksanız düşük malieyetli (low-cost) havayollarını seçebilirsiniz. Zira Pisa'nın havalimanı çok sayıda uluslararası uçusa evsahipliği yapıyor. Ancak sırtçantalı gezginlerdenseniz ve iki uçuş arası geceyi havalimanında geçirip konaklama masrafından tasarruf etmeyi düşünüyorsanız kötü bir haberim var: Pisa Havalimanı sabah 04.00'te açılıyor ve o günkü programlı son uçak indikten sonra kapanıyor.

Havalimanından Pisa şehir merkezine gitmek için 3 farklı yol bulunuyor. Birincisi ve en rahatı 2016 yılı itibarıyla onarımda ve kullanımdışı olan trenler, normalde 5 dakikada sizi ünlü Pisa Kulesi'nin yakınlarına götürüyorlar. İkinci seçenek şehir merkezine yalnızca 1 km uzakta bulunan havalimanından yürüyerek gitmek. Eğer valiziniz varsa ve yön bulma konusunda kendinize pek güvenmiyorsanız, bu seçeneği de önermiyorum. Üçüncü ve en çok rağbet gören seçenek ise geliş terminalinin çıkışında bulunan duraklardan belediye otobüslerine binmek. Otomatlardan 1 avroya aldığınız biletleri otobüs içinde sürücüden de alabiliyorsunuz fakat bu durumda 2 katı ücret ödemeniz gerekiyor. Otomatlar yalnızca İtalyanca hizmet verdiği için kullanımını karmaşık bulabilirsiniz fakat benim yaptığım gibi bir yerliden yardım isterseniz size seve seve yardımcı olacaklardır. Otobüsler biraz dolaştığı için yolculuk haliyle tren yolculuğundan biraz daha uzun sürüyor. Yaklaşık 15 dakikalık bir sürüşün ardından otobüsler sizi Pisa Kulesi'ne çok yakın bir konumda indirecekler.

Pisa'da görülmesi gereken yerler

Pisa her ne kadar İtalya'nın en bilinen, en önde gelen tarihî eserlerinden birini barındırıyor olsa da şehrin geneli ne yazık ki vasat. 90 bin nüfuslu kentin 60 bini öğrencilerden oluşuyor ve bu öğrenciler kent yaşamına ciddi anlamda bir hareket katıyor. Sokaklarda gezerken bunu açıkça görebiliyorsunuz. Ancak Pisa Kulesi dışında turistik anlamda kentte doyurucu bir şey olmadığını üzülerek söylüyorum. Pisa her şeyiyle yaklaşık 4-5 saatte gezilebilecek, en fazla yarım gününüzü ayırmanız gereken bir kent.

Pisa Kulesi

Ünlü Pisa Kulesi, Campo dei Miracoli (Mucizeler Alanı) denen geniş bir düzlüğe yayılan çok sayıda dinî yapıdan yalnızca biri. Aslen bir çan kulesi olan yapının eğikliği yakından baktığınızda çok daha çarpıcı. Bir an çıkıp çıkmamak konusunda kararsızlığa düşeceğinizden eminim.

Bölgeye özgü kumlu toprak nedeniyle alandaki tüm yapılarda bir miktar yan yatma mevcut fakat kule 1171 yılında daha üçüncü katı yapılırken eğilmeye başlamış. 1350 yılında son bir kat ve 7 adet çanın eklenmesiyle yapıya son şekli verilmiş. Yapı bununla birlikte her geçen yıl biraz daha eğilmeyi sürdürmüş ve bu eğiklik 5.5 metreyi bulmuş; ta ki 2008 yılında tamamlanan restorasyon çalışmalarıyla kule biraz düzeltilip, temeli sabitlenene kadar. Söylenenlere göre kule bu son destekleme çalışmalarıyla 200 yıl daha olduğu durumda kalmayı sürdürecekmiş.

Halihazırda yatay akstan yaklaşık 4 metre eğik olarak duran kule, gerçekten korkutucu görünüyor. Ağırlığı dengelemek ve yoğunluğu azaltmak adına kuleye girişler randevuyla ve küçük gruplar hâlinde yapılıyor. Biletler, gişelerden 18 avro karşılığında temin ediliyor ve bu ücretin çok ama çok fahiş olduğunu belirtmeden geçemeyeceğim. Kuleyi tümüyle bir gelir kapısı hâline getirmişler gerçekten. Çoğu turist için, özellikle sırtçantalı ve öğrenci gezginler açısından caydırıcı bir ücreti olsa da, ben oralara dek gitmişken, elbette o kuleye çıkmadan dönemezdim. Aldım biletimi ve bekledim saatimin gelmesini...

Hemen eklemek isterim ki, kuleye sırt çantası ya da elinizde torbayla çıkmanız yasak. Kuleye yaklaşık 150-200 metre uzaktaki ücretsiz emanet dolaplarına gidip kuleye çıkış öncesi tüm eşyanızı oraya bırakmanız gerekiyor. Kulenin girişindeki güvenlik görevlileri çok sert ve asık suratlı. Yüz göz olmamakta yarar var.

Özellikle paskalya döneminde ve yaz tatillerinde, Pisa'nın turistlerle dolup taştığı zamanlarda kule için uzun kuyruklar oluşabiliyormuş. Bu durumda fazla beklememek ve kuleyi ziyaretinizi garantilemek için biletinizi İnternetten almanızı öneriyorlar. Kredi kartıyla bilet almak için kullanabileceğiniz İnternet sayfası: http://www.opapisa.it/en/tickets/buy/

Ücretlendirmede yetişkin/öğrenci ayrımı yok. 8 yaşın altındaki çocukların içeri alınmadığına, 18 yaş altı ziyaretçilerin ise yalnızca bir yetişkin eşliğinde kabul edildiğini eklemekte yarar var. Girişte elektronik cihazlarla aranacaksınız. Giriş için seçtiğiniz saatte geç kalırsanız içeri alınmıyorsunuz ve biletiniz yanıyor. Çok çok çok fazla formalite. Basit bir kule için gerçekten aşırı...

Kuleye toplamda 296 basamaklık bir merdivenle çıkılıyor. Kulenin dışındaki kabartmalarda kentin geçmişiyle ilgili sahneler canlandırılıyor. Dışı oldukça gösterişli ve şık olan 7 katlı kulenin içi ise bir o kadar sade. Sarmal düzenle yükleselen merdivenler başdöndürücü ve oldukça kaygan.


Eğer siz kuleye çıkmak için 18 avro veremem diyenlerdenseniz; ya da 18 avroya değip değmeyeceği konusunda kararsızsanız buyurun, kuleye tırmanırken çektiğim video kaydını izleyin...



Katedral

Katedrale giriş her ne kadar ücretsiz olsa da, bilet gişesinden bilet almanız gerekiyor. Kule için ya da alandaki diğer yapılar için bilet aldıysanız aynı bileti göstererek katedrali ziyaret edebiliyorsunuz. 11. yüzyıldan kalma katedralin görkemli bir dış cephesi ve içeride etkileyici freskoları var. Romanesk mimari üslubun iyi bir örneği olan katedralin gözalıcı vaiz kürsüsünü dikkatle inceleyin. Romanesk, gotik, barok vb gibi mimari üslupların arasında ne gibi farklar olduğunu merak ederseniz şu yazımı incelemenizde yarar var :) 

Vaftizhane, Sinopie Müzesi ve Camposanto

Vaftizhane olarak kullanılan ve katedralden ayrı müstakil bir yapı olan Battistero, Kudüs'ten getirilmiş toprakların kullanıldığı mezarlık olan Camposanto ve mezarlığın müzesi olan Sinopie Müzesine girişler de ayrı ücretlendiriliyor. Bu 3 eserden birine giriş, 5 avro, ikisine giriş 7 avro, tümüne giriş 8 avro. 

Vaftizhane inanılmaz akustiği, duvar süslemeleri ve vaftiz kürsüsüyle dikkat çekerken, mezarlıktaki heykeller, oyma Roma lahit mezarları ve freskolar göze çarpıyor. Mezarlıkta Kudüs'ten getirilen toprağın kullanılması da Hıristiyanlar için buranın önemini artırıyor. Sinopie Müzesi ziyaretçilerin genelde atladığı bir yer olsa da İkinci Dünya Savaşı'nda burası bombalandıktan sonra açığa çıkan ve koruma altına alınan yüzlerce yıllık fresko taslakları burada sergileniyor.  

Opera del Duomo Sarayı ve Müzesi

Mucizeler Alanı'nın hemen yanında bulunan Opera del Duomo Sarayı ve Müzesi, bölgedeki tüm dinî yapılardan getirilmiş, eserlerin sergilendiği bir yapı. 2016 yılı itibarıyla onarımda ve ziyarete kapalı. Ben de gezme fırsatı bulamadım bu nedenle. Söylenene göre yapının pencere ve terasından Mucizeler Alanı'nın alışılmamış açılardan etileyici fotoğraflarını çekebiliyormuşsunuz. Bendeniz bu yapıların kendilerini ziyaret etmekten yeterince tat almış olduğum ve yalnızca bir telefonla fotoğraf çektiğim için burayı gezemediğime çok da üzülmedim.

Via Santa Maria ve Piazza dei Cavalieri

Santa Maria Caddesi, Mucizeler Alanı'na açılan çok sayıda caddeden biri ancak en hareketli, en işlek olanı. Her iki yanında kafe ve restoranlar bulunan, bir bölümü yayalaştırılmış olan bu caddede biraz yürüyüş yaparak şehrin temposuna ayak uydurabilirsiniz. Haritanızdan biraz yardım alarak Şövalyeler Meydanı'na (Piazza dei Cavalieri) sapmanızı şiddetle öneririm. Çok şık binalarla çevrelenmiş bu meydan, şehrin öğrenci semti olarak anılıyor ve Pisa Üniversitesi'nin en saygın fakültelerini barındırıyor. 

Arno Irmağı ve karşı yaka

Arno Irmağı Pisa'yı kabaca ortadan ikiye bölen bir akarsu. Irmağın her iki kıyısı boyunca şirin binalar sıralanmış ve kentin iki yakası çok güzel köprülerle birbirine bağlanmış. Bu köprüler üzerinde şehrin etkileyici fotoğraflarını çekebilirsiniz. Arno'nun karşı yakası biraz daha çağdaş yaşamı yansıtıyor ve yerlilerin, turistik kalabalığa karışmadan sosyalleşebildiği bir bölge olarak öne çıkıyor. Bankalar, ünlü giyim mağazaları, turistik olmayan kaliteli kafe ve restoranlar hep bu bölgede. Size önerim Turistik Pisa'yı gezmeyi bitirdikten sonra gara ya da havalimanına dönüşte yürüyerek bu bölgeden geçmeniz ve Pisa'da hoş anılar biriktirmeniz... Pisa'da geçirdiğim birkaç saatin eğlenceli geçmesini sağlayan şey, Mucizeler Alanı'ndan havalimanına yürürken bu bölgeden yürümek ve soluklanmak için kafelerde vakit geçirmekti.

Sonsöz

Pisa, yazının başında da değindiğim gibi tek başına ziyaret edilecek bir kent değil. Bir Floransa gezisi içinde, birkaç saatliğine uğranacak bir yer olarak değerlendirmelisiniz burayı. Eğer 5-6 gün bulabiliyorsanız bir "Büyük Toskana Gezisi" tasarlayın ve Pisa bunun bir durağı olsun. 

Yeme içme konusunda tasarruf etmek isterseniz, turistik kalabalıktan uzaklaşın ve mümkünse Arno Irmağı'nın karşı yakasında yemek yiyin. Hediyelik eşya bakıyorsanız sokaklarda ve özellikle Mucizeler Alanı'nı çevreleyen yüksek duvarların hemen arkasında bulunan hediye pazarını gezin. Çingene pazarlığı yapmaktan çekinmeyin. Türkçe, inanmayacaksınız belki ama, satıcıların çoğu tarafından konuşuluyor. En azından sizinle pazarlık edebilecek Türkçeleri var :) 

Yarım günlük Pisa gezisinin hemen akabinde, yine birkaç saatte görebileceğiniz küçük bir kent olan Lucca'ya gitmenizi öneririm. Trenle Pisa Garı'ndan 20 dakikada varacağınız Lucca, bana kalırsa Floransa'dan sonra Toskana'nın en güzel kentiydi.

10 Mart 2016 Perşembe

Floransa'ya nasıl gidilir?

Floransa hiç kuşkusuz Avrupa'nın en güzel şehirlerinden biri. Roma ve Venedik'ten sonra adını en sık duyduğumuz, resimlerini en çok gördüğümüz İtalyan şehri, herhâlde Floransa'dır. Yüzyıllarca Avrupa'nın en önemli kenti olarak kalmış; Orta Çağın en güçlü ve zengin ailelerini çıkartmış; ticaretin, bilimin, sanatın ve mimarinin beşiği olmuş bir şehirden söz ediyoruz... Floransa bölge olarak Toskana sınırları içinde kalıyor ve Floransa dışında Toskana'nın ziyaret edilmesi gereken 4 muhteşem kenti daha bulunuyor: Siena, Lucca, Pisa ve daha ziyade bir kasaba diyebileceğimiz San Gimignano. Eğer Toskana'ya yolunuz düşerse Floransa'yla birlikte bu kentlerden birini ya da bir kaçını mutlaka görmelisiniz.

Floransa'ya havayoluyla ulaşım

Eğer bir seyahatseverseniz, İtalya'ya gitmemek, gidip de Floransa'yı görmemek olmaz. Fakat bu dünya güzeli kente, ne yazık ki şimdilik Türkiye'den doğrudan uçuş bulunmuyor. Şehir merkezine 15 dakika uzaklıkta yer alan Firenze Amerigo Vespucci Havalimanı (FLR), pek çok iç ve dış hat uçuşuna evsahipliği yapsa da Toskana'nın en işlek havalimanı Pisa Galileo Galilei Havalimanı. Türkiye'den geliyorsanız bu bölgeye uçuş gerçekleştiren tek şirket olan Türk Hava Yolları da sizi Pisa'ya getirecek.

Floransa'ya havayoluyla ulaşmak istiyorsanız Türk Havayolları'nın TK1399 sefer sayılı uçuşundan biletinizi almanız gerekiyor. THY, çarşamba ve perşembe günleri dışında haftanın 5 günü İstanbul-Pisa arasında karşılıklı seferler düzenliyor.

Havalimanından şehir merkezine ulaşım

Pisa Havalimanı ile Floransa şehir merkezi arasında normalde demiryolu bağlantısı bulunuyor. Fakat 2016 yılı itibarıyla onarımda ve kullanım dışı. Bunun yerine yolcular havalimanının hemen önündeki cep otogarından otobüslerle taşınıyor. Havalimanından çıktığınızda sağa doğru bakın. 2 farklı otobüs firmasını ve bunların yanyana konumlanmış bilet gişelerini göreceksiniz. Biletler her iki firmada da aynı fiyata satılıyor fakat saatleri farklı olabiliyor. Hangisinin daha önce kalkacağını sorabilirsiniz. Biletleri eğer oradan alırsanız 6 avro, internet üzerinden alırsanız 5 avro ödüyorsunuz. Otobüsler 1 saatlik bir yolculuğun ardından sizi Floransa Santa Maria Novela İstasyonu'nun önünde indirecek.

Sabah 05.30 ile 20.00 saatleri arasında  hizmet veren otobüslerin bagajına bavullarınızı kendiniz yerleştirip indiriyorsunuz. Bagajın dibine koyup muavin yerleştirir diye düşünerek otobüse binerseniz, bavullarınız kalır, siz gidersiniz Floransa'ya :)

Pisa Havalimanı ve Floransa arasında yolcu taşıyan iki şirket var demiştik. Bunlar:

Terravision: www.terravision.eu (zaman çizelgesi)

Autostradale: www.airportbusexpress.it (zaman çizelgesi)

Floransa'ya demiryoluyla ulaşım

Eğer Pisa'ya değil de, herhangi bir nedenle Bolonya (100 km), Cenova (230km) veya Roma'ya (320) km uçtuysanız demiryolunu kullanarak  yine Floransa'ya rahatlıkla ulaşabilirsiniz. Torino, Milano, Bolonya, Roma, Napoli, Salerno, Padova, Venedik, Trieste ve Treviso gibi önemli İtalyan şehirlerinden trenle Floransa'ya doğrudan ulaşım sağlayabilirsiniz.

Floransa'da 3 farklı tren istasyonu bulunuyor. Şehirlerarası trenlerin büyük bir bölümü ana gar olan Firenze Santa Maria Novela garında duruyor. Bu garın adını Firenze SMN biçiminde kısaltılmış olarak da görebilirsiniz. İtalya'da demiryolu biletlerini www.trenitalia.com adresinden ya da garlardaki otomatlardan alabiliyorsunuz.

Floransa Santa Maria Novela Garı, şehrin tarihî merkezinin 1 km dışında, merkeze yürüyerek 10 ilâ 15 dk uzaklıkta yer alıyor. Eğer çok ağır bavullarınız yoksa bu mesafeyi rahatlıkla yürüyebilirsiniz. Otelinize ya da gezeceğiniz yerlere gitmeden önce garın hemen karşısındaki turist danışma bürosuna uğrayıp şehir haritalarından edinmeyi de unutmayın!

27 Şubat 2016 Cumartesi

Burç Halife

Click here to read this post in English.


Burç Halife
Artık herkesin bildiği gibi Birleşik Arap Emirlikleri'nin en büyük kenti Dubai'de bulunan Burç Halife (İngilizceleştirilmiş yaygın adıyla Burj Khalifa) 820 metrelik yüksekliğiyle bugün dünyanın en uzun binası. Kule yalnızca Dubai'nin değil, ülkenin de simgesi hâline gelmiş durumda ve ülkedeki en çok dikkat çeken turistik noktalardan biri. Yapımına başlandığı dönemlerde Burç Dubai olarak tanıtımı yapılan kulenin temeli 2004'te atılmış, altı yıl sonra 2010'da Burç Halife olarak kapılarını açmıştı. 163 katlı yapı dünyanın en yüksek binası olmasının yanısıra dünyanın en yükseğe çıkan ve en hızlı çalışan asansörlerinden birine de sahip. 

Şehir merkezinde, dev alışveriş merkezi Dubai Mall'a 1 dakika yürüme mesafesindeki Burç Halife, şimdiden Dubai'nin en çok ziyaret edilen ve hakikaten görülmesi gereken noktalarından biri olmuş durumda. Devasa bir alanda 163 kata yayılan gökdelen ofis, konut ve dünyaca ünlü Armani Hotel'e evsahipliği yapıyor. 

Dubai'deki en hızlı ve konforlu ulaşım yolu metro olduğu için Burç Halife'ye gidiş için ben kesinlikle metroyu öneriyorum. Metronun kırmızı hattı üzerinde bulunan "Dubai Mall/Burj Khalifa" (25 no'lu istasyon) Burç Halife ziyaretine başlamak için en uygun yer olacaktır. Metrodan çıktıktan sonra yazın sıcağında içinizi serinletecek klimalı bir pasajdan yaklaşık 10 dakika süren -ve bazen bitmek bilmez gibi hissedilen- bir yürüyüşle Burç Halife'nin ana girişine varacaksınız.

Dünyanın bu en yüksek yapısını ziyaret etmek isteyen gezginlerin öncelikle bilet alması gerekiyor. Biletler internet üzerinden veya bina girişindeki bilet veznelerinden alınabilir. Benim önerim biletinizi www.burjkhalifa.ae sitesi üzerinden çevrimiçi olarak satın almanız. Böylece hem fiyattan %25 kâr edecek hem de kendi seçtiğiniz bir tarih ve saatte binaya giriş için garanti sağlamış olacaksınız. Kulenin "At The Top" (Tepede) adı verilen seyir terasına yoğun talepten dolayı gün içinde hatta birkaç gün sonrası için bile biletlerin bitmesi ve bilet gişelerinin kapanması çok sık karşılaşılan bir durum. Bu nedenle tekrar anımsatmakta yarar var ki biletleri internet üzerinden almak hep indirim, hem de garantili giriş sağlıyor. 

Giriş bileti
Burç Halife'nin "At The Top" adlı seyir terasını 08.30'dan 15.30'a dek veya 18.30'dan kapanış saatine dek ziyaret etmek isterseniz ödemeniz gereken ücret yetişkinler için kişibaşı tüm vergiler dâhil 125 AED (dirhem), 4-12 yaş arası çocuklar için 95 AED. Eğer ziyaretinizi 16.00 - 18.00 saatleri arasında gerçekleştirmek niyetindeyseniz bu durumda ücretler yetişkin 200 AED, 4-12 yaş arası çocuklar için 160 AED oluyor. Evet, fiyatlar uçuk fakat "ben dünyanın en yüksek binasında bulundum" demenin bir bedeli var. 

Yüksek rakımda bir fincan çay kahve içsem, iki lokma bir şey atıştırsam nasıl olur diye düşündüyseniz, Burç Halife'de onu da düşünmüşler. "At The Top" 124. katta (452 metre) bulunsa da, internet üzerinden biletinizi alırken "içecek dâhil" seçeneğini seçebilir ve 555 metre yükseklikte 148. katta yer alan Burj Khalifa SKY adlı kafede muradınıza erebilirsiniz. Ziyaretçiler SKY'da yalnızca 30 dakika kalabiliyorlar. İçeceklerinizi bitirdiğinizde aşağıya 125. kattaki seyir terasına inebilir ve istediğiniz kadar vakit geçirebilirsiniz."At The Top"ın zevkini en üst düzeyde çıkarmanız, güzel fotoğraflar çekebilmeniz ve paha biçilmez anılar biriktirmeniz için size tavsiyem orada en az 1,5 saat geçirmeniz. Bilet ve güvenlik denetimlerinde kimi zaman çok uzun olabilen kuyruklar nedeniyle girişe rezervasyon saatinizden yaklaşık 30 dk önceden gelmenizi öneririm. Günbatımını izlemek için de biletleri aynı şekilde internet sitesi üzerinden alabilirsiniz.

Bilet ve güvenlik denetiminden geçtikten sonra koridor boyunca yürürken Dubai'nin geçmişteki ve günümüzdeki görünümlerini yansıtan; dev gökdelenin yapım aşamalarını anlatan çeşitli videolar, resimler ve grafikler göreceksiniz. Aynı zamanda asansörde de görsel ve sesli bir anlatım eşliğinde İngilizce olarak Burç Halife ile ilgili bilgiler edineceksiniz.

Hediyelik eşya bölümü
Asansörler sizi hıphızlı bir biçimde 90 saniyede Burç Halife'nin 124. katına çıkaracak. Seyir terasından tüm Dubai hatta komşu şehir Şarika (Sharjah) bile ayaklarınız altında olacak. Hatta ve hatta hava açıksa denizin öte yakasında İran kıyılarını bile görmeniz mümkün. 

Cumeyra Plajı (Jumeirah Beach, Deira, Dubai Havalimanı, Dubai Marina, Şeyh Zeyid Caddesi (Sheikh Zayed Road), Dubai Mall, Dubai Fountain ve daha niceleri 124. kattaki terastan baktığınızda sizi büyüleyecek. 124. kattaki seyir terası tümüyle kapalı alan olsa da, 125. kata merdivenlerle çıkmaktan imtina etmezseniz yarı açık bir diğer terasa ulaşabilirsiniz. Sınırlandırılmış korkuluklardan elinizi uzatarak yerden 452 metre yükseklikte rüzgârın elinizi okşamasına izin vermek inanın çılgınca bir deneyim.

Bu arada kulenin hediyelik eşya dükkânını gezmenizi özellikle öneririm. Sevdiklerinize ya da kendinize yüksek kaliteli ve özgün tasarımlı hediyelikler arıyorsanız buraya en temizinden bir 20 dakika verin. Çok yaratıcı parçalar var. Ne ki, fiyatlar burada da biraz tuzlu. Ortalama fiyatlar vergiler dâhil yaklaşık 45 AED dolaylarında.

Dubai Fountain ve yılbaşında yanan otel binasının görünümü
Yalnızca Dubai'nin değil, Birleşik Arap Emirlikleri'nin hatta tüm dünyanın en ünlü turistik noktalarından biri olan bu devasa yapıyı ziyaret etmek gerçekten nefes kesici bir deneyim. Eğer Dubai'yi ziyaret ediyorsanız, mutlaka yapmanız gereken şeyler arasında ilk sıralarda yer alıyor hiç kuşkusuz. Helikopter veya balon turuna nispeten oldukça makûl bir fiyata dünyanın en pahalı kentlerinden birini kuşbakışı görme fırsatınız olacak fena mı? Hem belki EXPO 2020 için yapımı süren yeni projeler arasında hayallerinizdeki evi bulursunuz, kim bilir? 

452 metreden kentin görünümü


Not: Bu geziyi düzenleyen ve bu yazının Rusçası için yardımlarını esirgemeyen M. Cherenko'ya binlerce teşekkür...

26 Şubat 2016 Cuma

Burj Khalifa

Bu yazıyı Türkçe okumak için tıklayınız.


Burj Khalifa
As everybody knows, Burj Khalifa is the tallest building in the world today with its 820 meters height. The tower is the symbol of Dubai and all United Arab Emirate as the tallest free-standing structure. Initially announced as Burj Dubai, the construction of the tower was inaugurated in 2004 and it was opened 6 years later, in 2010, under the name Burj Khalifa with its 163 floors inside. Apart from being world's tallest building, it has also the longest travel distance elevators in the world

Located in downtown of the city and just a minute away from Dubai Mall, Burj Khalifa is one of the most visited and must-see places in Dubai. On its 163 floors are located offices, apartments and worldwide famous Armani Hotel.

Dubai metro is fastest and most convenient type of transport in the city, thus metro station Dubai Mall/Burj Khalifa (Number 25) of red line will be perfect place to start your journey. After metro, just take air-conditioned corridor to Dubai Mall (around 10 minutes walk) where you need to go to ground floor to the main entrance of Burj Khalifa.

All visitors, who would like to visit the world's tallest building should buy ticket online or at ticket counter at the main entrance. We recommend you to buy your ticket online, as you will save up to 25% and will have opportunity to choose most convenient date and time of visit. Due to high interest from tourists to visit the observation deck of Burj Khalifa named "At The Top", there are plenty of moments that all tickets are sold out for couple of upcoming days and ticket counters by main entrance of Burj Khalifa are closed. Buying your ticket online will give you discount as well as confirmed ticket in any available time and date for you.

Entrance ticket
If you would like to visit "At The Top" of Burj Khalifa from 08:30AM- 15:30AM and from 18:30PM until closing, price of the ticket will be AED 125 net per person, and AED 95 per child for age from 4 until 12 years old. In case you prefer visiting the observation deck between 16:00PM and 18:00PM, the price of the ticket will be AED 200 net per person, and AED 160 per child for age from 4 until 12 years old.

If you would like to experience having some tea or coffee with pastries on a great altitude- it will be possible to realize it as well. Although "At The Top" is located in 124th floor, visitors who choose option with refreshments during the online booking, will have access to Burj Khalifa SKY on 148th floor (555 meters). Guests of  Burj Khalifa SKY can stay at level 148 for up to 30 minutes before continuing their journey to level 125 (452 meters), where they can stay as long as they prefer. The average time that you would spend to enjoy "At the Top" is approximately 1 hour and 30 minutes. Better to come 30 minutes before your confirmed time in the ticket due to security and ticket checks which can be, at times, very long. Visitors to 124th floor who wish to view the sunset can book ticket as well online.

After passing security and ticket check, you will see different videos, pictures and other information showing how tower was built and how Dubai was before and now.

View of the gift shop
After 90 seconds with speed elevator you will reach 124th floor of Burj Khalifa. Passing by gift shop, you will see all city of Dubai (and even Sharjah emirate) from the top. If the sky is clear it's even possible to see coast of Iran. 

By the way, if you are looking for high quality gifts with unique design, we recommend spending at least 20 minutes in the gift shop where you can purchase creative gifts for your friends. Average price is AED 45 net per gift.

Jumeirah Beach, Deira, Dubai Airport, Dubai Marina, Sheikh Zayed Road, Dubai Mall, Dubai Fountain- everything can be easily observed from the top. Observation desk on 124th  floor is indoors, however if you venture to climb to 125th floor by stairs, you will find brilliant  outdoors observation desk, where you can feel even speed of the wind on 452 meters from the ground.

View of Dubai Fountain and recently burnt building
Visiting one of the most iconic sightseeing of Dubai, UAE and of the world is a breath-taking experience. Surely it is a must-see place during your trip to Dubai. With affordable ticket price, you will see from the top one of the most expensive cities in the world, upcoming projects for EXPO 2020 and may be who knows- will find house of your dream?

View of the city from 452 meters


P.S.: Special thanks to M. Cherenko for this great post in English and Russian.