Bu blog’ta tuvalet gibi
iğrenç bir konuda yazı yazıp yayınlayacağım hiç aklıma gelmezdi. Ama bir
arkadaşımdan gelen tavsiye üzerine düşündüm ve özellikle ilk kez yurtdışına
çıkacak kişiler için yararlı bir yazı olabileceğine karar verdim. Genelde
yurtdışına çıkan herkesin başından travmatik bir tuvalet anısı geçmiştir. Ben
de kişisel deneyim ve gözlemlerimden yola çıkarak yazacağım bu garip yazıyı.
Milano'nun en ünlü pizzacılarından birinde alaturka tuvalet ve taharet musluğu görünce gözlerim yaşarmıştı.Acaba sahibi Türk falan mıydı? |
Dünya tuvaletleriyle
Türkiye’deki tuvaletler arasındaki en büyük fark, hiç kuşkusuz taharet musluğu.
Çoğu zaman tuvalete girip işinizi gördükten sonra elinizi önce sağa atarsınız,
sonra sola atarsınız. Bir de bakarsınız ki musluk falan yok! İşte dehşete
düşülen bir nokta…
Avrupa’daki tuvaletler
genelde bizim alafranga dediğimiz oturaklı tuvaletlerden oluyor. Yunanistan,
İtalya gibi bazı ülkelerde alaturka, yani çömelmeli tuvaletlere sıkça
rastlayabilirsiniz. Ben Fransa’da bile gördüm. Ama tabii hiçbir koşulda taharet
musluğu yok. Bu tür tuvaletleri alaturka tuvaletleri yol kenarlarında veya
sürekli bir temizlikçisi olmayan yerlerde sıkça görebilirsiniz.
Yurtdışındaki tuvaletlerde
taharet musluğu bulunmadığından, genellikle mutlaka tuvalet kâğıdı bulunuyor.
En rezil, en pis, en kötü tuvaletlerde bile tuvalet kâğıdı var neyse ki. Ancak
bitmişse yoktur, o başınız dertte demektir!
Susuz temizliğe
inanmıyorsanız yanınızda ıslak mendiller alarak tuvaletlere girebilirsiniz.
Yanınıza bir şişe su alarak peçetenizi ıslatmak da bir seçenek. Ya da benim
çoğu zaman yaptığım gibi lavaboların yanındaki kalın el kurulama peçetelerinden
4-5 yaprak alın, lavaboda hafifçe ıslatın. Tuvalet kabinine onlarla girin. İşiniz
bitince onlarla temizlenin. Çok ıslatırsanız yaprakların birbirine yapışma
ihtimali var. Artık siz o sorunu yaratıcılığınızla çözün. Daha fazla
iğrençleşmeden bu konuyu kapatmak istiyorum izninizle!
Peki bu insanlar bu işi
nasıl hallediyor? Yurtdışında yaşadığım toplam 1,5 yıllık zaman diliminde bunu
az çok öğrendim. Samimiyeti ilerlettiğim insanlarla bu konuda çok konuşur,
güler eğlenirdik. Bana söyledikleri şuydu: tuvalete çıkma düzenlerini sabah
evden çıkmadan ya da akşam eve geldiklerinde yapacak biçimde ayarlıyorlar.
Hacet giderdikten sonra tuvalet kâğıdıyla olabildiğince temizliyorlar. Sonra da
doğruca duşa giriyorlar. Yani sabah veya akşam, ne zaman hacet giderdiklerine
bağlı olarak duşlarını alıyorlar. Günlük yaşantınızı “ihtiyaç giderme” olayına
bu denli bağlamak ve koşullandırmak ne derece mantıklı ve pratik bilmem ama onların
yaptığı bu.
Bide kullanma kılavuzunuz
Tipik bir bide |
Dışarıda sıkışmak
Peki oteliniz dışındayken
sıkıştıysanız ne yapacaksınız? Bazı şehirlerde, mesela Paris’te kaldırımlar
üzerinde tek kişilik otomatik kabinler oluyor. İçeri girdiğinizde kapı
kendiliğinden kilitleniyor. Siz işinizi gördükten sonra lavaboya
yöneliyorsunuz. Sifon yok, çekemiyorsunuz. Lavabodaki sabunluktan elinize tek
sıkımlık sabun akıyor, çok az miktarda suyla elinizi yıkıyorsunuz. Siz düğmeye
basınca kapı açılıyor, çıkıyorsunuz ve kabin birkaç dakikalığına kapanıyor.
İçeri kimse giremiyor. Bu süre içinde kabin kendini temizliyor. Sifon da yine
bu esnada çekiliyor. Paris’tekiler ücretsiz ama gittiğiniz şehirde belki paralı
olabilir.
Bir de siz siz olun fazla oyalanmayın bu tür otomatik kabinlerde. Çünkü içeride kalma süreniz azamî 15 dakika olarak öngörülmüş. 15 dakika sonunda kapılar kendiliğinden açılıyor. Öylece kalıverir; neye uğradığınızı şaşırırsınız alimallah!
Turistler ve hatta şehrin
yerlileri için bir diğer bedava tuvalet yeri ise Mc Donald’s ya da Starbucks
gibi zincir restoranlardır. Müşteriymiş gibi yaparak tuvaletleri
kullanabilirsiniz. Ama bu durum çok fazla istismar edildiği için son yıllarda
çoğu yerde, özellikle insan trafiğinin yoğun olduğu yerlerde restoranlar
tuvalet girişlerine elektronik şifreleme sistemi yerleştiriliyor. Bu son zamanlarda bizde de başladı. Dışarıdan gelenler yolgeçen hanı gibi tuvaletleri kullandığı için işletmeler bir nevi önlem alıyor. Peki gerekli şifreyi kimden alıyorsunuz? Şifre genellikle aldığınız
ürünün yanında verilen faturanın üstünde oluyor. Bu şifreyi kapıdaki
ekrana yazdığınızda kapı açılıyor ve girebiliyorsunuz. Diyelim ki bir şey almak istemiyorsunuz ama çok müşkül durumda kaldınız ve tuvaleti kullanmanız lazım. Bu durumda içeri girin, etraftaki masalara şöyle bir bakın.
Daha önceki müşteriler masalar üstünde fiş bırakmış olabilir. Çok çok zor
durumda kalırsanız, sempatik görünen bir müşteriden fişin üstündeki tuvalet kodunu
söylemesini rica edebilirsiniz. Genelde insanlar dalgınlıkla fişi attıkları için, hep böyle birbirlerine sorarlar kodu. Terslenmeniz ya da geri çevrilmeniz çok düşük bir olasılık.
Şifreli tuvaleti olan yerlerde kodlar fişlerin üstünde yer alıyor |
Gezerken tuvalet
ihtiyacınızı giderebileceğiniz en iyi yerler bence müzelerdir. Müze tuvaletleri
genelde şehirde bulabileceğiniz en temiz, en bakımlı tuvaletlerdir
otelinizdekilerden sonra. Zaten o kadar para veriyorsunuz müzelere girmek için,
tuvaletlerini kullanmazlık etmeyin sakın!
Lavabolar çok mu düzgün?
Avrupa'da lavabolar da bizimkilerden biraz değişik olabiliyor. Öncelikle lavabo giderleri çeşit çeşit. Bizdeki gibi klasik delikli giderler var. Bir de kendiliğinden tıkaçlı türler var. Ben daha önce hiç görmemiştim böylesini. İlk Fransa'da Erasmus'tayken gördüm. Kendi banyomun lavabosunda bir gün nasıl olduysa elim yanlışlıkla o tıkaç mekanizmasına değmiş ve tıkaç kapanmış. Lavabodan atık su gitmiyor. Ne yapacağımı şaşırdım. Ancak şans eseri, tıkacı oynatmayı akıl ettim de su birden boşaldı gitti. Avrupalılar bilhassa tıraş olurken falan bu tıkacı kapatıp, suyu lavaboya dolduruyorlar. Ne kadar hijyenik olduğunu tartışmayacağım bile! Sadece tıkacın nasıl bir şey olduğu hakkında bir fikir vermek için odamdaki lavabonun fotoğrafını paylaşıyorum.
Şimdi gelelim travmatik durumlardan birine. İyi güzel tuvalete girdiniz, bir şekilde işinizi gördünüz. Çıktınız ve elinizi yıkayacaksınız. Lavabo yerinde, musluk yerinde, e hani açma yeri? Sensörlü mü sandınız? Elinizi oynatıyorsunuz, hareket ettiriyorsunuz ama hâlâ su falan yok? Başınızı eğin ve ayaklarınızın dibine bakın. Yerde pompa olmalı. Ayağınızla pedala basarak bu emme basma tulumba düzeneğini çalıştıracaksınız ve musluğunuzdan şıpır şıpır su akmaya başlayacak! Ayağınızla su basmayı bıraktığınız zaman su kesilecek. Bu devirde neden hâlâ bu tür ilkel düzenekleri kullanmayı sürdürürler bilmiyorum ama yurtdışında sıkça karşılaşabileceğiniz bir durum bu. Bazen tuvalet sifonları bile bu mekanizmayla çalışabiliyor. Ama biraz derin düşününce elimizi mikrop yuvası musluklara sürmememiz için ideal bir şey olduğunu görebiliyor insan.
Lavabolar çok mu düzgün?
Musluğun arkasındaki tıkaca dikkat! |
Şimdi gelelim travmatik durumlardan birine. İyi güzel tuvalete girdiniz, bir şekilde işinizi gördünüz. Çıktınız ve elinizi yıkayacaksınız. Lavabo yerinde, musluk yerinde, e hani açma yeri? Sensörlü mü sandınız? Elinizi oynatıyorsunuz, hareket ettiriyorsunuz ama hâlâ su falan yok? Başınızı eğin ve ayaklarınızın dibine bakın. Yerde pompa olmalı. Ayağınızla pedala basarak bu emme basma tulumba düzeneğini çalıştıracaksınız ve musluğunuzdan şıpır şıpır su akmaya başlayacak! Ayağınızla su basmayı bıraktığınız zaman su kesilecek. Bu devirde neden hâlâ bu tür ilkel düzenekleri kullanmayı sürdürürler bilmiyorum ama yurtdışında sıkça karşılaşabileceğiniz bir durum bu. Bazen tuvalet sifonları bile bu mekanizmayla çalışabiliyor. Ama biraz derin düşününce elimizi mikrop yuvası musluklara sürmememiz için ideal bir şey olduğunu görebiliyor insan.
İlkel ihtiyaç giderme
yöntemleri
Bunlar tabii işin olması
gereken ve genel kabul gören kısmıydı. Uygar Avrupalı arkadaşlarımız, her zaman
ihtiyaçlarını dört duvar arasında gidermiyor maalesef. Hava bir karardı mı,
bütün köşeler, bütün karanlık duvar dipleri birer tuvalet olur çıkar Avrupa'da. Koskoca
Paris’in Les Invalides semtindeki o geniş çayırı bilenleriniz bilir. Evinde
kaldığımız İspanyol kökenli arkadaşım María, bir arkadaşının doğumgününe
davetliymiş. Giderken beni de götürdü. Doğumgünü dediğim, o koca çayıra oturup
içki içip çerez ve kek yemekten ibaret. Tabii saatler ilerleyip, tüketilen
içkinin de miktarı artınca hepimizin mesaneleri doldu. Dayanamayan ilk ben
oldum ve arkadaşım María’ya en yakın tuvaleti sordum. Bilmediğinden, topluluktaki
diğer çocuklara sordu. “Burada, bu saatte her yer tuvalet” deyince önce şaka
yaptığını sanmıştım ama çok ciddiydi… Kızlı-erkekli dört kişilik bir grup
olarak ayrıldık ve gecenin karanlığında “tuvalet” aramaya başladık. İtiraf
ediyorum, biz iki erkek, en kabul edilebilir noktayı bularak ihtiyacımızı giderdik.
Kızlardan biri iki araba arasını tuvalet olarak seçti. Bir diğeri de epeyce
aradıktan sonra süslü püslü bir kapının yanındaki küçük oyuntuya gizlenerek
ihtiyacını giderdi. Hepimiz işimizi bitirmiş etrafa bakınıp onu ararken, kız birden o süslü kapının
önünden çıkıverdi. Tabii biz kahkahalarla gülmeye başladık. O ne olduğunu
anlamaya çalışırken birimiz ona kapının üstündeki kameraları gösterdi. Meğer
burası Polonya’nın Paris Büyükelçiliğiymiş. Bula bula oranın kapısını bulmuş! Tabii bütün kameralar tepesinde! O gün o uygar Avrupa kentinde yaptığımız şeyi çok yadırgadıysam da, daha
sonra Fransa’da geçirdiğim 1 yıl, İspanya’da geçirdiğim 1,5 ay bana gösterdi
ki, gerçekten de Avrupa’da hava kararınca her yer tuvalet. O günden beri kolay
kolay yere oturmam Avrupa’da…
Tuvaletler konusunda tüm bu yazdıklarım sizi kesmediyse; ya da tam tersine tuvalet hakkında bunca yazı mı yazılırmış yahu dediyseniz, size Şefik Okday'ın "İçine Ettiğimizin Dünyası" kitabını öneririm. Dünya helâ tarihi ve farklı milletlerin tuvalet kültürüyle ilgili istemediğiniz kadar bilgi bulursunuz! Eh, tabii tuvalet konusunda bunca yazı yazıp da şu videoyu paylaşmamak olmazdı! İyi okumalar ve iyi izlemeler :)
Tuvaletler konusunda tüm bu yazdıklarım sizi kesmediyse; ya da tam tersine tuvalet hakkında bunca yazı mı yazılırmış yahu dediyseniz, size Şefik Okday'ın "İçine Ettiğimizin Dünyası" kitabını öneririm. Dünya helâ tarihi ve farklı milletlerin tuvalet kültürüyle ilgili istemediğiniz kadar bilgi bulursunuz! Eh, tabii tuvalet konusunda bunca yazı yazıp da şu videoyu paylaşmamak olmazdı! İyi okumalar ve iyi izlemeler :)
keşke ben yurt dışına çıkmadan bu bilgiler bana verilmiş olsaydı, hepsini kendim deneme yanılma yöntemiyle öğrenmek zorunda kaldım....çok yararlı bilgiler ;)
YanıtlaSil:)))))) Yeni gezginlere bir yararımız dokunur belki
SilYazılarınız harika.
YanıtlaSilÇok teşekkür ederim, yorumlarınız çok değerli benim için
SilYa gerçekten çok önemli bu konu Avrupada. Ne ters insanlar. İcat edilmiş bişi varken neden bizim taharet sistemini kullanmazlar anlamıyorum.Avrupanin bu yonü çok geri bence.ışkence yavv.
SilYa ahahahhaha kartpostal nasıl yazılır a bakmak için geldim kendimi burada buldum. Harikaa :D
YanıtlaSilBeğenmenize sevindim, bir yandan eğlenirken umarım aradığınız bilgilere de ulaşmışsınızdır :)
SilÇok teşekkür ediyorum yararlı bilgileriniz için. Neydi o klozetin yanındaki şeyin adı diye bakınırken bir sürü şey öğrendim sayenizde :)
YanıtlaSilÇok çok teşekkür ediyorum. İşe yaradığını gördükçe seviniyorum :)
Silİnternetten alıp, Amerikadaki çocuklarımızın evindeki Klozete Teharet Musluğu taktık.
SilOtelde lavabo tikaciyla bogusurken yaziyi okumak cok makbule gecti. Tesekkurler :-)
YanıtlaSilÇok teşekkürler gerçekten aydınlatıcı bir yazı olmuş. BİDE ararken neler öğrendik....
YanıtlaSilMuhteşem bir eksiği tamamlamışsın. Sivaslı esnafın çaresiz çığlığında koptum bittim! Muhteşem!
YanıtlaSilKardes guzel anlatmissin!yanliz avrupanin degerleri somurgedir burdaki kultur ve medeniyet bos..
YanıtlaSil. çok iğrenç bide kendi evlerinden ayrı olarak tuvaletleri var her apartmanda herkez bir kova suyla bir hafta elini yüzünü yıkıyomuş
YanıtlaSil..süpeerr bir yazı :-) ....
YanıtlaSilBişey geldi aklıma bu arada ,
Yurtdışında yaşayan Türk ailelerin , evlerinde Türk tipi klozet kullanma imkanları olamaz mı acaba ??....Orda bunu yaptırabilecekleri bir atölye , yada Türkiyeden klozet getirterek falan ? :)
Seyyar, klozete sonradan takılabilir taharet musluğu aparatları varmış :)
YanıtlaSilElinize sağlık çok faydalı bir yazı yazmışsınız. Teşekkürler.
YanıtlaSilBu yorum yazar tarafından silindi.
YanıtlaSilbayı sehirlerde çözümü var: http://www.taharet-muslugu.berlin/
YanıtlaSilTamam daha da iğrençleşicek bu konu ama, adet olan kadınlar ne halt yiyecek?
YanıtlaSilBen de bir sey diyecektim..ben de Avrupaliyim ama sey bizim icin ozel bolgeye 'kaka' yaptiktan sonra taze elimizde dokumak da igrenc. Bu yuzden sadece kagit kullaniyoruz. Kadın olmami icin bana bide de daha cok kullanabildigim yer gibi geliyor. Türk kadınlar sizin oturan tuvaltinizinde suyu nasıl kullaniyorsunuz? Bunu her zaman cok merak ettim. Benim icin temiz bir sey degil.
YanıtlaSilTurk ve Avrupa tuvalet kullanmasinin ideyolojisi biraz farkli ama biri digerden daha dogru degil bence. Sadece farkli alisiklarimiz var.
Turkcem biraz kotu oldugu icin ozur dillerim, hala ogreniyorum.
Merhaba, ben de bir kadın olarak yanitlayayim. Taharet muslugundaki suyu açıp, su ile dokunmadan biraz yikarsin. Sonra suyu kapatip, tuvalet kagidi ile iyice temizlersin. Sonra tekrar su ve tekrar tuvalet kagidi. Temiz hissedene kadar böyle tekrar tekrar devam edebilirsiniz. Ben hep böyle yapıyorum :) El ile yapmak gerçekten hem yanlış, hem de igrenc.!!
SilPeki neden yok
YanıtlaSilBenim önerim giderken yanınıza alkolsüz ıslak mendil ya da bebekler için üretilen ıslak mendillerden almanız
YanıtlaSilögrendigim iyi oldu vıyanaya gidecektim 15 gün sonra
YanıtlaSilSol elin kendi kendini temizleme yöntemini bilmiyor kimse sanirim birde su temzligin genel faktörü iken bunu red edmek te akil kari degil ...
YanıtlaSilKagit selpak larla sadece kurutma islemi olabilir bence ...
Yoksa hijyen durumu kagit mendillerde tartisilir ...
Ve alaturka ile alafranga tuvaletler arasindaki saglik farki da dikkate alinirsa dogru uygulama yaptigimiz kesin ...
Bu bana göre aliskanlik ile alakali bir durum ...
Yasanilan wc durumu en olaan ile tercih edilmeli ...
Bir kültür seviyesi degil...en dogal ve saglik li olan durum tercih edilmeliir ...
A Y D I N L A N D I M
YanıtlaSilTaharat musluğu koymamalari Çok çok mantıksız bir durum daha önceden duymuştum ama iki gündür batumda görünce çok şaşırdım bu kadar saçma birsey olamaz . Hatta ve şunu düşündüm bu durumu direk kiliseleri tavsiye ediyor yani Hıristiyanlıkla ilişkili bir mesele bu yönde araştirmak lazım
YanıtlaSilÇok yararlı bilgiler teşekür ama burdaki yorumların hepsi eski
YanıtlaSilVe son yorum var oda 5 yıl önce
Sil