Fátima özçekimi |
Biliyorsunuz Cebelitarık'ı aşarak İber Yarımadası'na çıkan Araplar, Endülüs Devleti'ni kurmuş ve yüzyıllarca bu topraklarda hüküm sürmüştü. Fátima'nın adı, meğerse bir Arap prensesinin adından geliyormuş.
Fátima aslında ufak, önemsiz bir köymüş. Adını, birazdan aşağıda açıklayacağım olaylar sonucunda 1917 yılında duyurmuş ve çok ünlenmiş. Konum olarak aşağı yukarı Portekiz'in ortasında bulunuyor. Porto'ya 190; başkent Lizbon'a ise 125 km uzaklıkta.
Fátima'ya nasıl gidilir
Fátima'ya en yakın büyükşehirler Coimbra ve Leiria. Eğer Fátima'yı ziyaret etmeyi planlıyorsanız, öncelikle bu iki şehirden birine gelip, -hatta bu şehirleri de görüp- ardından otobüsle Fátima'ya geçmek en mantıklı yol. Zira Fátima oldukça küçük bir kasaba ve 2 saat bile gereken her şeyi görmek için fazlasıyla yeterli.
Portekiz otobüs ağı |
Fátima'nın merkezinde tren istasyonu yok. Fátima adını taşıyan istasyon, şehrin oldukça dışında. Eğer trenle geldiyseniz mutlaka otobüslere binerek buraya gelmeniz gerekiyor. Trenler ve gar ile kasaba merkezi arasında işleyen otobüsler çok sık aralıklarla çalışmadığı için tren yerine benim yaptığım gibi otobüsle gelin, Otobüs saatleri çok uygun ve otobüs ağı çok gelişmiş. Başta Porto ve Lizbon olmak üzere hemen her şehirden Fátima'ya doğrudan otobüs var.
Fátima'nın hikâyesi
Fátima yazının girişinde de söylediğim gibi, başlangıçta ufak bir köymüş. Köyün yazgısının değişmesi ise 1917 yılında oluyor. Hem de söylence falan değil, yakın bir tarihte yaşandığı için her şey gazetelerde, resmî devlet arşivlerinde kayıt altında.
1917 yılında, köy çevresinde çobanlık yapan üç kız çocuğu, sürülerine güderken bir meleğin kendilerine göründüğünü iddia ediyorlar. Bunu büyüklere anlatıyorlar. İlk etapta köylüler de, kilisedeki din adamları da ciddiye almıyor; hatta saçmalık olarak görüyor. Ancak kızlar, meleğin yeniden göründüğünü, onlara birtakım kehanetler söylediğini ve dualar öğrettiğini; dahası bu meleğin Hazreti Meryem olduğunu söylüyorlar.
Hazreti Meryem adına yapılan katedral |
Hazreti Meryem'in görünmesi Hıristiyanlıkta sıkça görülen ve kabuk edilen bir durum olduğu için din adamları olayı hafiften ciddiye almaya başlıyorlar. Olay Vatikan'a dek ulaşıyor. Kızlar sorguya çekiliyor, anlattıkları dinleniyor, değerlendiriliyor ve söylediklerinin doğru olduğuna kanaat getiriliyor. Papa vekillerini göndererek bölgeyi kutsatıyor ve kızların Hazreti Meryem'i gördüğü yere bir şapel inşa ediliyor.
Kızların Hazreti Meryem'den öğrendiklerini iddia ettiği kehanetler arasında savaş haberleri ve Rusya ile ilgili bilgiler yer alıyor. Üçüncü görüşmede söylenen kehanetleri ise kızlardan hayatta kalan biri, kiliseyle paylaşıyor ancak kilisenin bunu 1960 yılından sonra açıklaması gerektiğini; bu kehanetin ancak bu dönemden sonra insanlarca anlaşılabileceğini söylüyor. O üçüncü sır ne mi? Hâlâ kimse bilmiyor. Vatikan 2000 yılında yayınladığı bir belgeninin bu sır olabileceğini söylüyor. Kimileri, bu sırrın yazılı olduğu sayfanın kayıp olduğunu söylüyor. Kimileri böyle bir sır olmadığı düşüncesinde... Gerçekten de film senaryosu gibi bir olay.
Zaman içinde Fátima
Dizüstü sürünen hacı adayları |
Her yıl önemli dinî günlerde ve kızların Hazreti Meryem'i gördüklerini iddia ettikleri günün yıldönümünde binlerce ziyaretçi Fátima'ya gelerek dua ediyor ve günahlarından arınma diliyor. Nasıl ve ne zaman uygulanmaya başlandı bilmiyorum fakat insanlar büyük katedrale giden yolda ellerini kullanmaksızın dizüstü sürünür ve katedrale varırlarsa arındıklarına inanıyorlar. Bu sırada ellerinde tesbihler, dudaklarında dualar, gözlerinde yaşlar eksik olmuyor tabii... Gerçekten görülmeye değer. Benim ziyaretim Paskalya ayinine denk geldiği için ortalık daha bir şenlikliydi. Yılın diğer günlerinde de böylesi kalabalık mıdır bilemiyorum.
Çocukların mezarları |
Genç yaşta ölen diğer iki çocuk ise 2017 mayısında, 100. yıl anmaları için Fátima'yı ziyaret eden Papa Francis tarafından aziz ilan edildi bile. 9 ve 10 yaşlarında ölen Jacinta ve Fransisco böylelikle Katoliklerin en genç azize ve azizi oldular.
Son söz
Nazar boncuğu? Pardon?? |
Ama eğer giderseniz siz de şu izlenimlerimi paylaşacaksınız, eminim! Kasaba, katedral sayesinde ayakta duruyor. Her şey neredeyse ziyaretçilere endeksli. Restoranlar, hediyelik eşya dükkânları, oteller... Katedrali çıkarsanız, Fátima'da geriye ne kalır? Yanıt: KOCA BİR HİÇ! :)
Resimleri, bilgileri sizin için paylaştım. Sizin yerinize ben gittim, gördüm! Siz onun yerine benim görme şansı bulamadığım, bir başka güzel kasabaya gidin olmaz mı?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder