Drop Down MenusCSS Drop Down MenuPure CSS Dropdown Menu

13 Ekim 2017 Cuma

Portekiz için gezi rotası önerisi

Malûm, Portekiz pek büyük bir ülke sayılmaz. İber Yarımadası'nda bulunan ve tek komşusu İspanya olan bu küçük ülke, ışıltılı bir geçmişe sahip olsa da bugün artık kendi yağında kavrulan sessiz sedasız bir ülke desek yanlış olmaz.

Portekiz eskiden beri hep ucuz bir ülke olarak bilinirdi. Şimdilerde Türk lirası avro karşısında oldukça değer yitirdiği için, özellikle ekonomik seyahat arayanlar arasında birden parladı Portekiz. Sırtçantalı gezginler ve öğrenciler başta olmak üzere çoğu gezgin, gerek ulaşım, gerek konaklama, gerekse yeme içmenin diğer Avrupa şehirlerine oranla daha ucuz olması nedeniyle Portekiz'e gidiyor.

Benim Portekiz maceram 


Ben de 2017 nisanında, 11 günlük bir Portekiz macerasına atıldım. Sırtçantamla çıktığım yolculuğumda orta halli otellerde, bir hostelde ve airbnb.com'da bulduğum bir evsahibinin yanında olmak üzere değişik yerlerde kaldım. Mevsim dolayısıyla denize giremediğim için en kısa sürede olabildiğince çok sayıda şehir/kasaba görmeye odaklandım ve Portekiz'in görülmesi gereken belli başlı yerlerinin büyük oranda gördüm diyebilirim.

Sırtçantalı olduğunuzda hareket yetiniz ve hızınız inanılmaz biçimde artıyor. Ben Porto ve Lizbon'u ana üs olarak edindiğim için çoğu zaman tüm eşyalarımı kaldığım odada bırakıp minicik bir çantayla, yanımda sadece telefonum, cüzdanım ve suyumla gezdim!

Türkiye'den Portekiz'e uçan tek havayolu şimdilik Türk Hava Yolları. Başkent Lizbon ile ikinci büyük kent olan Porto'ya her gün aktarmasız uçuluyor. Ben Porto'ya uçtum, geze geze, o şehirden bu şehire geçe geçe Lizbon'a dek indim ve geri dönüşümü Lizbon'dan yaptım. Bu tür çapraz biletlemeler bazen çok uygun fiyatlara yakalanabiliyor. Elbette bir garantisi yok ama İstanbul-Porto / Lizbon-İstanbul şeklindeki çapraz biletlerle Lizbon ya da Porto'ya gidiş-dönüş bilet almaktan daha uygun bir fiyat bile yakalayabilirsiniz.


Portekiz içinde ulaşım


Portekiz içi otobüs ağı
Portekiz içi ulaşım son derece kolay. Tüm gerekli saat, kalkış ve varış bilgilerini İnternet ortamında bulabiliyorsunuz. Ülkede demiryolu da karayolu da oldukça gelişmiş. Demiryolu, ilginçtir karayolundan daha yavaş olmasına karşın fiyat olarak bir tık daha pahalı. Bütçeniz kısıtlıysa otobüslere odaklanın. Portekiz'de otobüs ulaşım ağı son derece gelişmiş. Büyük şehirlerden ve kasabalardan daha küçük olan kasaba ve köylere sık sık otobüsler kalkıyor.

Her şehrin ya da kasabanın kendi ufak otogarı var. Portekizcede buralara Terminal de Camionagem ya da Terminal Rodoviário deniyor. Öyle pek şehir dışında falan da değil, kimileyin basbayağı şehrin orta yerinde oldukları için kısa bir yürüyüşle şehrin en tarihî noktalarına varabiliyorsunuz. Tren istasyonlarının ise çoğunlukla şehrin epeyce dışında yer aldığını söylemeliyim. Tren yolculuğu her ne kadar çok nostaljik ve zevkli olsa da hem hız, hem konum, hem de fiyat bakımından otobüs yolculuğu Portekiz'de bir adım daha öne çıkıyor.

Biletleri genelde otobüs içinde sürücüden alabiliyorsunuz ancak kimi yerlerde bilet gişeleri bulunuyor. Otobüsün kalkış saatini saptayıp 5-10 dakika önce otogarlara giderek bilet işinin nasıl halledildiğini sormakta yarar var.

Harita üzerinde görülmesi gereken Portekiz şehirleri


Gelelim aşağıya sizin için yerleştirdiğim haritaya. Haritadaki şehirleri birkaç sınıfa göre ayırdım. Yıldızlı olan Lizbon ve Porto, bu ülkede mutlaka görmeniz gereken iki rakipsiz şehir.

Bunun dışında gördüğünüz mavi imler, öncelik ve güzellik bakımından bu iki şehrin arkasından gelen öbür güzel, şirin ve ziyarete değer şehir ve kasabaları simgeliyor. Lizbon ile Porto dışındaki her bir şehir yarım günde gezilebilir. Öğleden önce bir şehir, öğleden sonra bir şehir olmak üzere günde iki küçük şehri kolaylıkla gezebilir ve en kısa sürede en fazla yeri görerek hem zamandan hem paradan tasarruf edebilirsiniz.

Plaj şemsiyesi imine sahip olan yerler, tarihî ve mimarî olarak pek bir şey sunmamakla birlikte deniz, kum ve güneş sevenlerin hoşuna gidebilecek türde merkezler. Portekiz okyanus kıyısında olduğu için rüzgâr sörfüne oldukça elverişli. Sörf yapmasınız da kilometrelerce uzanan dev kumsallarda deniz-kum-güneş keyfi yapmak için de buralara gidebilirsiniz. Dediğim gibi, ben mevsim itibarıyla denize giremeyeceğim için buralara gitmedim. Ama özellikle Nazaré ve güneydeki Lagos deniz turizmi için öne çıkan yerler.

Eğer vakit sıkıntınız yoksa, özellikle de araba kiralayarak Portekiz'i gezmekteyseniz 1-2 saatliğine uğrayabileceğiniz, geneliyle değil de bir ya da birkaç yapısıyla ziyaretçilerini etkileyen küçük kasabalara uğrayabilirsiniz. Avrupa anakarasının en batı ucu olan Roca Burnu (Cado da Roca), sarayıyla ünlü Mafra, gotik katedraliyle ünlü Batalha, dinî bakımdan önemli ve Hıristiyanlar için bir Hac ve arınma merkezi olan Fátima bunlar arasında sayılabilir. Ben neden bilmem, Tomar ile Fátima arasında Fátima'yı seçtim. Çok pişmanım. Keşke Tomar'a gitseymişim.



İzlediğim rota


Uzun lafın kısası, ben aşağıdaki gibi bir rota izledim. İlgili şehirlerin üzerine tıklayarak o şehirlerle ilgili gezi yazı ve önerilerime ulaşabilirsiniz!

  1. Sabahleyin Porto Havalimanı'na varır varmaz Guimarães'e giden otobüslere bindim ve oraya gittim. Çünkü küçük bir yer olduğu için her yerden ulaşım yok. Aktarmasız otobüs varken kaçırmak istemedim. Küçük bir yer olduğu için gezmesi birkaç saatte bitti.
  2. Guimarães'ten otobüslerle Braga'ya geçip akşama değin burayı gezdim. Braga daha büyük ve biraz daha fazla vakti hak ediyor.
  3. Akşamleyin, Braga'dan Porto'ya trenle geçtim. Braga büyükşehir olduğu için Porto-Braga arası daha fazla ulaşım seçeneği var. Otobüsler de trenler de daha sık işliyor. Porto'ya en az 2 gün verin. Ben 3 gün kaldım ve hiç sıkılmadım.
  4. Porto'dan trenle Aveiro'ya geçtim. Hem küçük bir yerdi hem de beni çok tatmin etmedi bu yüzden Aveiro'dan beklediğimden erken ayrıldım. 
  5. Birkaç saat yanıma kâr kaldığı için araya Viseu'yu sıkıştırabilir miyim diye düşündüm. Otobüs saati denk gelince hiç hesapta yokken Viseu otobüsüne atladım ve burayı gezdim. Tarihî merkezi oldukça küçük olduğu için hızla gezebildim. Gittiğime sevindim. Oldukça şirin bir kasabaydı.
  6. Öğleden sonra otobüse atladım ve asıl hedefimde olan Coimbra'ya geçtim. Coimbra'ya hedefimden 2 saat geç vardım ama olsundu; çünkü hiç yoktan yepyeni bir şehir olan Viseu'yu görmüştüm. Coimbra sanırım Portekiz'deki üçüncü gözde şehrim oldu. Çok güzeldi. Çok! Ertesi sabah çok erken kalkıp birkaç saat daha Coimbra'yı gezerek, dünkü kaybımı telafi etmeye karar verdim.
  7. Coimbra'da işim bitince ne halt etmeye gittiysem Hıristiyanların hacı olmaya gittiği Fátima'ya gittim. Paskalya ayinine denk geldiği için yine de renkli geçti ama başka zaman olsa herhalde dünyanın en sıkıcı yeri olurdu. Siz giderseniz bunun yerine Tomar kasabasına gidebilirsiniz.
  8. Fátima tam bir düşkırıklığı olduğu için belki 2 saat bile kalmadan ayrıldım. Yine programın önünde olduğum için araya bir sürpriz kasaba daha sokuşturdum ve Leiria'ya gittim. Kendince şirin bir şehirdi. Görülmese de olur ama güzeldi gerçekten.
  9. Leiria'dan asıl hedefim olan Óbidos'a giden otobüslere bindim. Óbidos da harika bir yer. Belki de Coimbra ile birlikte ilk 3'ü paylaşabilirlerdi. Tek sorun Óbidos'un bir köy oluşu. Óbidos'ta daha fazla kalmayı isterdim ama hava kararmaya başlayınca yapacak bir şeyim kalmadı. Kalacak yer için Lizbon'da yer ayırtmıştım çünkü. Ama yakınmak gereksizdi. Leiria'yı da hiç hesapta olmadan gördüğüm için mutluydum. 
  10. Lizbon'da 4 gece 5 gün kaldım. Lizbon kazan ben kepçe her sokağına girdim çıktım. 
  11. Ama Lizbon'dayken bir günü hemen yakınlardaki Cascais ve Sintra'ya ayırdım. Eğer deniz istiyorsanız, çok uzağa gitmeye gerek yok. Lizbon ziyaretiniz sırasında Lizbon'un sayfiye yeri Cascais'e günübirlik gelebilirsiniz. Denizin yanısıra hoş bir eski çarşısı ve güzel doğası var.
  12. Cascais'ten Sintra'ya geçmek için otobüse bindim. Bu noktada önemli bir husus var. Çok dolaşan ve az dolaşan otobüslerden hangisine bindiğinize dikkat edin. Ben bilmeden çok dolaşana bindiğim için üzülürken bakın başıma ne geldi. Otobüs dilenci vapuru gibi yol üstündeki her köye uğrarken Roca Burnu'nda (Cabo da Roca) arızalanıverdi. Sürücü arızayla ilgilenirken biz yolcularda çevrede dolaşmaya başladık ve yine dünyanın en şanslı insanı olarak hiç yoktan, hiç planda yokken, Avrupa'nın en batı noktası olan Roca Burnu'nu ve denizfenerini görmüş oldum! 
  13. Otobüsümüzün yol üstündeki tüm yerleşim birimlerine uğradığını söylemiştim. Batalha da bunlardan biriydi. Batalha'nın ünlü gotik katedralini dışarıdan da olsa 2-3 dakikalığına görmüş oldum. Bu nedenle burayı da izninizle görülmüş yerler listeme ekliyorum utanmadan! :) 
  14. Sintra'ya vardığımızda saat kaçtı anımsamıyorum. Ama saat 3'ten erken olmalı. Pena Şato'suna yürüyerek tırmandığıma bakılırsa epeyce zamanım olmuş şehri keşfetmek için. Sintra ile Lizbon arasında da tren var. Son trenlerden birine atlayarak Lizbon'daki otelime döndüm.
  15. Lizbon'daki son tam günümde yarım günlüğüne Évora'ya gitmeyi kafaya koymuştum. Bir itiraf gelsin o halde: Güneydeki Faro'ya da birkaç saatliğine uğrayabilir miyim diye çok hesaplasam da böyle bir çılgınlığa kalkışmadım. Okuduğuma göre Faro'da çok da bir şey yokmuş, hem de yol çok çok çok uzundu. Faro ve çevresindeki yerleri bir başka Portekiz ziyaretine erteledim ve bu kez Évora ile yetindim. 

Böylelikle, 11 günlük tatilim boyunca her Allah'ın günü sabahın köründe kalkıp, her gün at gibi koşmak suretiyle Portekiz'de görülmesi gerektiğine inandığım 15 farklı şehir/kasaba/köy görmüş oldum.

Sorularınız ve yanıtlarım


Diyorsunuz ki bir şehirde 4-5 saat kalmakla oradan bir şey anlıyor musun? Arkadaşlar, Instagram ya da Facebook'a koymak için fotoğraf çekmekle uğraşmayınca; sosyal medyada yer bildirimi yapmakla vakit kaybetmeyince, 3-4 saat öylesine verimli geçiyor ki anlatamam.

Niye böyle bir daha gelemezmişim gibi her yeri bir defada gezdim? Ne yazık ki artık öğrenci değilim. Çalışan her insan gibi özgür bir köleyim. Bu nedenle bir yıl içinde sayısı hiç de çok olmayan boş günlerimi olabildiğinde verimli değerlendirmek zorundayım. Portekiz'i öyle güzel gezdim ki, artık uzunca bir süre Portekiz'e gitmeyeceğimi biliyorum. Bir sonraki tatilimde bambaşka coğrafyaları keşfedeceğim.

Peki herkes bu tempoya ayak uydurabilir mi? Yolculuğa çıkanlara hep bir öneride bulunurum: Geziye giderken alışkanlıklarınızı evde bırakın. Yeri geldi hostellerde hiç tanımadığım kişilerle birlikte aynı odada uyudum, yeri geldi öğünlerimi bir bisküvi ve meyve suyuyla otobüs içinde geçiştirdim, yeri ilk otobüsü yakalamak için sabahın 6.30'unda kalktım. Ama gördüğüm 15 şehir yanıma kâr kaldı. Bu noktada sonuca bakıyorum...

Bir otobüsü kaçırsam bütün plan çöpe mi giderdi? Böylesine kısıtlı bir süreye bu kadar çok yer sığdırmanın tek yolu gezinizi doğru tasarlamayı bilmekten geçiyor. Otobüs ve tren saatlerini titizlikle öğrenmeniz; otobüslerin nerede durduğunu, nereden geçtiğini bilmeniz; harita okumayı, neyin nerede olduğunu bakınca anlayabilmeniz gerekiyor. Bunun için biraz deneyim; biraz da gidenlerin önerilerini dinlemek yeterli. Henüz bu kadar ağırına hazır değilseniz, aradaki ufak ve önemsiz görünen kimi yerleri atın gitsin!

***

Yazımın sonunda şunu yine dile getirmek istiyorum. Bir geziye ilk kez tekerlekli bavulumla değil de, sırtçantalı olarak çıktım. Sırtçantasıyla gezmek hızınızı inanılmaz ölçüde artırıyor. Yola çıkarken alışkanlıklarınızla birlikte bavullarınızı da evde bırakın!


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder